"Rekabetin
problemlerimizi çözeceğini iktisatçılar bizlere öğretti. Gerçekte, göreceğimiz
gibi, yıkıcıdır." cümlesi klasik iktisadın çuvalladığını gösterir mi?
Gemini: Deming'in "Rekabetin problemlerimizi çözeceğini iktisatçılar bizlere öğretti. Gerçekte, göreceğimiz gibi, yıkıcıdır." cümlesi, klasik iktisadın bazı temellerinin Deming'in sıralamasında çuvalladığını güçlü bir şekilde ima eder. Ancak bu cümleyi daha ayrıntılı olarak ele alan Deming'in bakış açısını ve klasik iktisat ile aradaki farkı daha net ortaya koyabiliriz.
Deming'in Bakış Açısı ve Klasik İktisada Eleştirisi
Deming'in bu
cümlesi, özellikle neoklasik iktisadın temel direklerinden biri olan serbest
piyasa ve ortamın etkinliği üzerine kurulu inanca doğrudan bir saldırıdır.
Klasik ve neoklasik İktisat teorileri, rekabetin fiyatları düşüreceğini,
verimliliği artıracağını, karşılığında etkin teklif alacağınızı ve sonuçta
rekabetin getireceği refahı maksimuma çıkaracağını savunur. Adam Smith'in "görünmez
el" metaforu, bireysel çıkarların peşinde koşan aktörlerin, kapsamlı bir
şekilde toplumsal faydayı da maksimuma çıkarma faaliyetlerini gerçekleştirmeyi
amaçlıyor.
Ancak
Deming, bu bakış açısına güçlü bir şekilde karşı çıkıyor. Ona göre rekabet,
özellikle organizasyon içinde başlangıcında veya sadece maliyet düşürme odaklı
bir dış rekabete dönüştüğünde, "yıkıcı" hale gelir. İşte
Deming'in bu organizma oluşumları:
- İç Rekabetin Zararları: Deming, bir kuruluşun temel
bölümleri, takımlar veya bireyler arasındaki rekabetin, işbirliğini ve
bilgi paylaşımını engellediğini savunur. Herkes kendi kendine başarıya
odaklandığında, genel sistemin performansı düşer. Bilgi gizlenir,
hataların saklanması ve "bir başkasını kazanma" motivasyonu,
sistemin sürekli zihinsel motivasyonunun önüne geçer. Bu durum, Deming'in
"Derin Bilgi Sistemi"nin önemli bir ayağı olan sistemsel düşünceye tamamen
aykırıdır.
- Kısa Vadeli Odaklanma: Rekabet baskısı altında olan
şirketler, genellikle uzun vadeli yatırım ve sürekliliği devam etmek
yerine, kısa vadede kâr ve maliyetleri düşürmenin peşinde koşuyorlar. Bu,
kaliteden ödün vermeden, araştırma ve dağıtma yatırımlarının yapılmamasına
ve inovasyonun engellenmesine yol açar.
- Kaliteye Karşı Maliyet: Klasik iktisat genellikle en
düşük maliyetle üretim yapmayı hedeflerken, Deming kalitenin maliyetini
düşürmeyi savunur. Rekabet, şirketlerin istikrarlı kalabilmesi için
kaliteyi düşürmeye itebilir, bu da uzun vadeli müşteri
memnuniyetsizliğine ve pazar kaybının yolunu açar.
- Korku ve Güvensizlik Ortamı: Aşırı liberal bir ortam,
çalışanlar arasında korku ve güvensizlik yaratır. Performans
değerlendirmeleri, bireysel hedeflerin ve işten çıkarılma korkusunun,
insanların riske atılmasının, kötü işlerin açıklanmasının ve hatalardan ders çıkarılmasının
önlenmesini sağlar.
- Hiyerarşik yapı insanlar arasında GÜVEN ve korku oluşturur. Stratejik planlarda değerlerde GÜVEN varken, SP'yi (SP.gov.tr, Sanayi Bakanlığı-SAVGM, üniversiteler) oluşturanlar Derin Bilgi Sisteminden bihaberdirler. Dolayısı ile ülkemizin reforma ihtiyacı vardır. Reforma uğrayan Vietnam'ın ülkemiz karşısında ezici üstünlüğü bu saptamamızdan kaynaklanmıştır.
- Ahbap-çavuş ilişkisine sahip olmayan kimsesiz hata yaptığında işten kovulur. İşi götürebilecek kişilikte olan ve işe ikna ettiğim işadamı-STK Başkanı, hata olabilecek bir söylemden dolayı işi yarıda bıraktı. Halbuki ülkemizdeki şirketlerin toplam değeri 60 milyar dolarken, sadece Toyota'nın değeri 240 milyar dolardır, ve bu başarı şansı elden hatayı tolere edebilecek kapasiteye sahip olmayan STK başkanı tarafından kaçırılmıştır. Ayrıca Ankara'daki ve ülkemizdeki işadamları hataları belli olmayan uygulamalar üzerinden ne kazık yemişler haberleri yok. "Yalını Japonya'ya Deming getirdi" yalanını söyleyen sözde hantal-maliyetli model fabrika yönlendiricilerinin dolandırıcılığında, işadamları daha çok dolandırılacaklardır. Rektörü iktisat profesörü olan STK yönlendiriciliğinde, işyerlerini, insanlarımızı, ülkemizi daha çok tehlike bekliyor.
- Hata yapan işten çıkarıldığında, hatalardan ders çıkarmak mümkün olmaz, çalışan strese girer, ailede karamsarlık bulutu olur, geleceğe dair korku oluşur. İnnovasyon olmaz. Çalışanların ortalama çalışma süresi bu tip işyerlerinde düşük kalır. Bu batı tarzı yönetimde bu şekilde iken, Uzak Doğu işletmelerinde bu süre çok uzundur. Bu durumda ülkemizin reforma ihtiyacı olduğunu gösteren örnektir.
- Performans değerlendirmeleri sonucu altta kalanlar işten topluca çıkarılır. Bu durumu önemli şirket haberlerinde duyuyoruz. İlkokuldaki öğrencilere 1, 1, .. verildiğini düşünün. Çocuğun durumunu düşünün. Ne olur? MEB ve ona danışmanlık etmesi gereken MPM dünyadan bihaber, dünyada ne olup bitiyor bilmeden, insanları yıprattı da yıprattı. MEB bu durumdan daha yeni vazgeçti. Notlamada işbirliği varken, hemen dışarıda rekabet var. BALIK SU İÇİNDE OLDUĞUNU BİLEMEZ. At sahibine göre kişner. Varyasyon artar da artar. Zorbalık, şiddet, cinayetler kapıdadır.
Deming'in bu
eleştirisi, klasik iklimlendirmenin insani motivasyonları, sistemik
etkileşimler ve uzun vadeli sürdürülebilirlik gibi sınırlı bakış açısını
hedef alır. Klasik iktisat genellikle ve çıkar odaklı bireyler varsayarken,
Deming insanın psikolojisinin ve sisteminin daha karmaşık etkileşimlerini
vurgular.
İktisat Çuvalladı mı?
Deming'in bu
cümlesi, klasik iktisadın her durumda evrensel bir çözüm sunamadığını ve
belirli bağlamlarda (özellikle kalite ve sürekli iyileşme söz konusu olduğunda)
yetersiz kaldığını net bir şekilde gösterir. "Çuvallamak" ifadesi
belki biraz sert olabilir; Zira klasik iktisadın birçok alanda mevcut ve
açıklayıcılığı vardır. Ancak Deming, kör noktalara ve olumsuzluklara
dikkat çekerek, bu teorinin her koşulda "iyi" sonuçlar üretmediğini
savunur.
Deming için asıl mesele, rekabetin işbirliğinin önüne geçmesidir. Kaliteyi artırmak ve sistemlerin dağılımı için, Organizasyonun içindeki ve dışındaki üyeler arasında işbirliği ve fayda odaklı bir yaklaşımı benimsemek esastır. Rekabetin yıkıcılığı, tam da bu işbirliğini ve uzun vadeli sistemik düşünceyi engeller, yerle bir eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder