İnnovasyonun Önü Nasıl Açılır?


Her gün kendileri için onun bir sözünün ne anlama geldiğini düşündüğünü belirten Dr.Toyoda, herhalde aşağıdaki sözü de düşünmüş, kavramış ve sonra da işlerine yansıtmış olmalı!
         İnnovasyon özgürlükten, çalışanlara bir şans verilmesinden gelir.
                                      İstatistiksel Çalışmalar Uzmanı, ABDli, WE Deming
Yukarıdaki sözü okuyan Köstence’de işletmeleri olan işadamı Kırımlı Hakkı Bey kendisini, örnek de aldığı Dr. Toyoda’nın yerine koyarak, bu sözü düşünmeye başladı!
İnnovasyonun çalışanın özgür bırakılması, bir şans verilmesi ile ilgisi olmalı. Geçenlerde duyduğum hazin bir öykü de bunu doğruluyor;
“Pantolon üreten bir tesisin sahibi arkadaşım, çok önceleri usta olarak bir fabrikada çalışmaktaydı. Üretim aşamalarının sonlarında bulunan bir işlemi hem değiştirerek, hem de önceye alarak pantolonun hem kaliteli hem de kısa sürede üretilebileceğini anlamıştı. Önerisini söylediğinde hem bu işin olamayacağı ve işine bakması söylenmiş, hem de kızılmıştı. Ama kendi yerinde ilk işi bu işlemi öne çekmek olmuştu. Eski iş yerinde önerisinin önünün kesilmesi hem strese, hem de çok değerli diğer innovasyon fikirlerinin düşünülememesine, ortaya çıkamamasına yol açmıştı.”
Demek ki, innovasyonu üst etkilemekte!
Yeni karmaşık önerileri reddetmemeyi, kolaylıkla ulaşılabilmeyi-görüşülebilmeyi sağlayan bir mekanizma oluşturmalıyım ki, öyküdeki gibi reddedilen öneri örneği hiç yaşanmasın; çalışanlarıma da “bir şans” değil, sürekli şans veririm, böylelikle hem innovasyonun önünü açarım hem de işletmemin bugünü, dünden sürekli iyi olur.
Dr. Toyoda’nın bahsettiği, kalite innovasyon kavramı var! Kalite ile ilgili herkesin bir fikri olduğu gibi benim de fikrim var; fakat doğru mu bilemiyorum. İnnovasyon denen şey belki de tümüyle kalite innovasyonudur.
Bu kavramlar hangi bilim dalı ile ilgili? Cardiavascular denseydi, tıp bilimine ait olduğunu şıp diye anlardım. Dr.Toyoda’nın rehberinin felsefesine, teorilerine göre üniversitelerin öğrenci yetiştirebildiğini hiç ama hiç sanmıyorum.
İşletmelerdeki insanlar her nasılsa bir birine düşürülmüş. Bu durumun nasıl hasıl ve vasıl olduğunu Dr. Toyoda’nın rehberi açıklamıştır, umarım. Bu durumda yatay yapıyı, işbirliğini de gerektiren kalite kontrol çemberleri, KKÇler, de tabii ki çalışamıyor. İşletmede çalışanlar KKÇ gerçekleştiremiyorsa; hem işletme içi hem de işletmeler arası KKÇ çalışmalarını, kaizeni, innovasyonu vb gerektiren eko-verimliliğe, kırsal innovasyona ne olur? Bi kere işin eko kısmına iyi bir meblağ harcanır. Neyse, önce kendi kapımın önünü süpüreyim.
Ulusal bir gazetede okuduğum yazıda, Çin ve Hindistan’daki sürekli artan zenginliğin kaynağı olarak yatay yapılar gösteriliyordu. Bu yapılarla, çalışanın özgür bırakılması arasında bir ilgi var mı, acaba? Olmalı, çünkü yatay yapıdaki işletmeler bu işin meyvesini bolca topluyor.
İşletmemde çalışana güvenmem mümkün değildi, kontrol ettirmem gerekirdi, hatta bazen ben de kontrol ediyordum.
Ufff, o ne patlamaydı, ödüm, yüreğim oynadı! Masmavi gökyüzü, iyice zift gibi oldu! Koskoca fabrika gece yarısı alev topuna dönmüş; 3-4 çalışan alevler arasında kalmış! İşçiler ofis katının kapısı kilitli olduğundan müdahale de edememişler. Şu eko-verimlilik işi güveni de gerektiriyor, demek ki! Bu olay da kulağıma küpe olsun ki, işyerinde güveni tesis eden yatay sistemi oluşturmak için çalışayım.
Neyse, kontrol edilen çalışan, kendini her halde özgür değil de, hapsedilmiş hisseder. Dr. Toyoda’nın rehberi hiyerarşik yapıları, modern hapishane olarak nitelendirmiş! Bu durumda, çalışanlar innovasyon için ne öneri verir, ne de düşünür.

Kontrol için zamanı, çabayı israf etmeyen, hiç yatırım yapmayan, innovasyon için bolca öneri elde eden yatay yapıya sahip işletmeler mevcut! Temelinde işbirliği, güven, hız, sadelik olan bu yapılar, daha az hata, ıskarta, iş kazaları, arızalar, boş makine zamanları, hammadde, enerji kullanımı, stok, stok hataları ve kompleks olan benzerlerini elde etmişler.
Sadece daha az ıskarta, ürün birim maliyetini 3, 4 koldan azaltmış. Diğer kalemlerin etkisi de aynı! Daha da iyi kalitede ürün üreten makine ömürlerinin uzaması sağlanmış. Eskiden usta olan patron arkadaşıma benzeyen çalışanlara şans tanınmış.
İnnovasyon sürekli yaşanmış.
Ürün birim fiyatının azaltılmasında, kalitenin, kurulu kapasitenin arttırılmasında ve benzerlerinde,  25 km hızla, vibrasyonu bol arabayla engebeli yolda giderken, bazen geri geri, bazen de yığılıp kalırken, yatay yapıdakiler 210la otobanda gidiyor. Pazarlamacıları ürünlerini hızla pazarlarken, her geçen gün artan kurulu kapasite de 365 gün 24 saat genelde kullanılıyor.
“Innovation” neymiş; ilk önce yapacağım işi sona bırakmışım. Aaa, hiç yoktan iyi yeni farklı bir şeyin ortaya çıkartılmasından, transformasyona kadar bir sürü anlamı varmış! Piyasada söylenen innovasyon, buluşa (inventiona) yakın bir şey gibi! İkisini ayıran özellik; üretim sistemini yarıdan az değiştirip, değiştirmemesiymiş! Hiç yoktan iyi yeni farklı bir şeyin ortaya çıkartılmasına kaizen deniyormuş.
Kamu dahil, transformasyon memleket geneline yayıldığında cari denge sürekli artı verirmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

     Anı: Kaç yıldır işletmenin sahibisiniz? 20 yıldır. 20 yıl önceki çalışanlarınıza 10 verin, şimdikilere kaç verirsiniz? 1 bile vermem....