PRK - Derin Bilgi Sistemi

PRK 4 kısımdan oluşur. Her biri diğer üçü ile iç içe geçmiştir. 

Büyük çabalar ve sıkı çalışma, derin bilgiyle yönlendirilmiyorsa hiçbir şey başaramaz. Bu derin bilgi başka hiçbir şeyle değiştirilemez.

Dönüşüm profound knowledge, PRKyı gerektirir. Yaptığınız şeyler hakkında nasıl düşündüğünüzün, özellikle de dünyayı ve içindeki yerinizi nasıl gördüğünüzün özüne gider. Yöneticiler ve iş insanı dönüşene kadar, söz konusu işimizin benimsenmesi her zaman şüpheli olacaktır. O yüzden dönüşüm yöneticiden başlar, sonunda yönetici, iş insanı lider olur. Bu durumda rol model Dr. S. Toyoda'dır ve sohbeti iş insanlarımızı-devlet adamalarımızı derinden etkilemeli ve işlerine yansıtmalıdırlar.

Anlaşılmayan şey iyileştirilemez. Kapsamlı bir anlayış olmadan yapılan değişiklikler kurcalamadır. Derin bilgi dört sütuna dayanır. Her sütun diğer üçüne bağlıdır, böylece her biri bir sistemin, Derin Bilgi Sisteminin (PRK, SoPK) bir parçası olur. Sütunlar, Bir Sistemin Değerlendirilmesi, Değişim Hakkında Bilgi, Psikoloji, Bilgi Kuramı'nı ifade eder. Birçok kişi, PRK'nın Deming'in bu ve gelecek nesiller için en değerli mirası olduğuna ikna olmuştur.

PRK, Derin bilgi, kişinin çevresinde olup biten her şeyi kavraması, öğrenmeye devam etmesi ve bunu geliştirmenin yollarını bulmak için çalışmasıyla ortaya çıkar.
Mevcut yönetim sistemi altında faaliyet gösteren bir organizasyonu gelişen, sistem odaklı bir organizasyona dönüştürmek isteyen her lider için son derece bütünleşik bir düşünce ve eylem çerçevesi sunmaktadır.

A. SİSTEM YAKLAŞIMI

Organizasyon 

Organizasyon Şemaları ile ifade edilen organizasyonlar:

Bugün, yönetim yapısını altta gösterildiği gibi bir organizasyon şeması şeklinde sunmayan şirket neredeyse yoktur. Burada şekil karikatürize edilmiştir. 


Sıralama kriteri hiyerarşidir. Bilgi, emir en üstten en alta doğru akar. Üstün değerleri eylemleri belirler. Hem iç hem de dış müşterilerin ihtiyaçları, istekleri ve gereksinimleri yalnızca üstünün karar alma süreci tarafından ele alındığında dikkate alınır. Bir birimin hedefleri, üst tarafından verilen sınırlar dahilinde birim tarafından kararlaştırılır. Bir birimin farklı üyeleri genellikle bu hedeflerin organizasyonun politikaları ve hedefleriyle ilişkisini göremezler. Her üyenin görevleri ve ihtiyaç duyulan ilgili bilgiler genellikle bireysel yükümlülük listelerinde belirtilir.
Herkes öngörülemeyen bir bilgelik, bilgi, yaratıcılık, deneyim ve enerji potansiyeline sahiptir ve bu yalnızca kullanılmayı bekler. 
Hiyerarşik yapıda bu gerçek ne olur? Güme gider. Hiyerarşik yapı yönetim - çalışanlar arasında Türk - Yunan savaşını getirir. 


Sistem Olarak Gösterilen Organizasyon:


Bir Sisteme Değer Verme

1950'de Deming, Japonya'yı tamamen yeni bir dünya görüşüyle, sistem görüşüyle ​​karşı karşıya getirdi. Ancak bu yeni dünya görüşüyle ​​ilgilenmeden önce, sistemin kavramının kendisi anlaşılmalıdır. Aşağıdaki tanım, Russel L. Ackoff'un "Ackoff'un En İyisi" kitabından alınmıştır.

Bir Sistem, aşağıdaki üç koşulu sağlayan iki veya daha fazla öğeden oluşan bir kümedir:

1.) Her bir öğenin davranışı, bütünün davranışı üzerinde bir etkiye sahiptir.

2.) Öğelerin davranışı ve bütün üzerindeki etkileri birbirine bağımlıdır.

3.) Öğelerin alt grupları nasıl oluşturulursa oluşturulsun, her birinin bütünün davranışı üzerinde bir etkisi vardır ve hiçbiri onun üzerinde bağımsız bir etkiye sahip değildir.

Bu nedenle, bir sistem parçalara ayrıldığında, temel özelliklerini kaybeder, bu da yine bir sistemin analizle anlaşılamayacağı anlamına gelir. Sentez veya bir şeyleri bir araya getirmek, sistem düşüncesinin anahtarıdır, tıpkı analizin veya onları parçalara ayırmanın Makine Çağı düşüncesinin anahtarı olması gibi. Bu kavrama dayanarak, Deming Japonlara üretimi üstteki şekilde gösterildiği gibi bir sistem olarak görmelerini ve parçalara ayrılacak bir şey olarak görmemelerini önerdi. Geriye dönüp bakıldığında, Deming bu diyagramın Japonya'nın savaştan sonraki toparlanmasında açık ara en büyük etkiye sahip olduğuna inanıyordu.

(Elimde danışmanlık için hocam Prof. Dennis TACHIKI'nin dokümanları var. Üstteki sistemi en alt parçalara ayırarak tedarikçi-müşteri ilişkileri ortaya çıkıyor. Bu yapıda istatistiksel ve yöneylem araştırmaları tekniklerinin kullanımıma yol açan gelişmeler yaşanıyor.)

Üstteki Şekil, organizasyonu bir sistem şeklinde göstermektedir. Bir endüstriyel ürünün üretimi örnek olarak kullanılmıştır. Bilgi akışı madde akışını takip eder. Sistem içindeki tüm çabalar, tüketicinin beklentilerini aşma kararlılığıyla yönlendirilir. Bu şekil 1950'de Japonya yöneticilerine sunuldu ve bu nedenle dünya pazarlarının daha sonraki fethinin en başında yer aldı. Üyelerin birimlerdeki karşılıklı bağımlılığı ve işbirliği belirleyici faktörlerdir. Her ikisi de birimler kutulara kapatıldığında ve birbirleriyle rekabet etmeyi başardığında kaybolur. Ekibin her üyesi ve ekibin tamamı çalıştıkları sistemin amacına katkılarını fark ettiğinde, anladığında ve sürekli olarak geliştirdiğinde iş tanımlarına gerek kalmaz.

Dr. Deming'in sistem yaklaşımı için sözleri:

Deming'in Birinci Teoremi: "Kimse kârı umursamıyor."

Deming'in İkinci Teoremi: "En iyi çabalar tarafından mahvediliyoruz."

Cehaletin bir bahanesi var, ancak sonuçlardan kaçınmanın bir yolu yok.

Yönetim bir sistemin ne olduğunu bilmiyor.

Bir yönteminiz yoksa bir amaca ulaşamazsınız.

Birisi şirkete katkıda bulunabiliyorsa kendini önemli hisseder.

Bir liderin işi insanlara yardım etmektir.

Geriye dönük yönetim, alt sınırı vurgular.

Yönetimin işi, tüm sistemi optimize etmektir.

Yönetim, öngörüdür.

Bir lider, yönetim sisteminde değişiklikler yapmakla yükümlüdür.

Herhangi bir bireyin performansı, bireysel performansına göre değil, sistemin amacına yaptığı katkıya göre yargılanmalıdır.

Müşteri hiçbir şey icat etmez. Yeni ürünler ve yeni hizmetler üreticiden gelir.

Kalite yönetim kurulunda başlar.

Bir sistem yönetilmelidir. Kendini yönetemez.

Sürekli iyileştirme yapan bir tedarikçi ile ilişkiniz olmalıdır.

Herkes birinin müşterisi veya birinin tedarikçisidir.

Herhangi bir yönetici, genişleyen bir pazarda başarılı olabilir.

Hedef olmadan sistem olmaz.

Lider bir koçtur, bir yargıç değil.

Deneyim yardımcı olur mu? Hayır! Yanlış şeyler yapıyorsak hayır.

Yangınları söndürmek çok eğlencelidir, ancak bu sadece her şeyi eski haline getirmektir.

Fiyat tek maliyet değildir.

Bizim sorunlarımız Japonlar değil.

Bu dünyada kalırsanız, bir başkasını asla öğrenemezsiniz.

Kaliteyi siz kurmazsınız; bunun için çalışmaya başlarsınız.

Dönüşüm liderlikten gelecektir.

Yönetimin işi ileriye bakmaktır.   

1. Sistem nedir ? Organizasyonun amacı için birlikte çalışan fonksiyonların veya aktivitelerin bir serisidir. Örneğin bir otomobili veya elektrikli süpürgeyi oluşturmak için birlikte çalışan mekanik parçalar ve elektrik devreleri bir sistemi oluşturur.

Hemen hemen bütün sistemlerde, alt sistemler birbirlerine ihtiyaç duyarlar, bir diğeri diğerlerine bir şekilde (örneğin sudoka bilmecesindeki gibi) bağımlıdır. Alt sistemlerin hepsinin açıkça tanımlanmasına, dokumante edilmesine gerek yoktur. Çalışanlar ne yapılmaya ihtiyaç duyuluyorsa, yaparlar. Bir sistem içindeki tüm çalışanlar iyileştirme çalışmalarına katkıda bulunabilir. Böylece, işten elde ettikleri mutluluğa, sevince değer ve güzellik katarlar. Bunlardan dolayı, bir sistemin yönetimi sistem içinde çalışanlar ve bütün alt sistemler arasındaki ilişkileri bilmelidir.

Sistemin amacı yönetim tarafından belirtilmelidir. Gayretlerin yönlendirileceği bir hedef olmadığında, sistem de yoktur. Bunun gerçekleştirilmesi için, bir sistemin bileşenleri gereklidir, fakat yeterli değildir. Bunların yönetilmesi gereklidir.

Yönetim için burada önerilen, teklif edilen amaç herkesin (hissedarların, çalışanların,  tedarikçilerin, müşterilerin, halkın ve çevrenin) uzun dönemde  kazanmasıdır. Örneğin, çalışanlar için

·         iyi bir liderlik

·         daha fazla çarşı payı elde etmek için eğitim ve işbaşı eğitim fırsatları

·         işten mutluluk elde edilmesini sağlayan diğer bileşkeleri

sağlamak hedef olabilir.

Öz-Çekirdek Bilgi”yi öğretmek ve bu konuda yardım etmek için sistemin liderine eşlik edecek pozisyonda birine organizasyon ihtiyaç duyacaktır. Herhangi bir alt sisteme ait performans sistemin hedefine katkısı ile değerlendirilmelidir. Alt sistemin bireysel üretimi veya katma değeri veya herhangi bir diğer rekabete yol açan ölçü ile asla değerlendirilmemelidir. Sistem içindeki bazı alt sistemler bütün sistemin optimizasyonunun sağlanması için kendisine kayıp-zarar yani negatif katma değer  verse de çalışabilir.

Bir sistemin hedefi, büyüklüğü veya sınırları değişirse, alt sistemlerin fonksiyonları yeni sistemin optimizasyonu için değişmelidir. Zaman değişiklikleri getirecektir. Optimizasyonun başarılabilmesi için ise değişikler yönetilmelidir.

Alt sistemler arasında bağımlılık arttıkça, onların arasındaki iletişim ve işbirliği ihtiyacı da artacaktır.

2. Optimizasyon. Yönetimin işi zaman boyutunda sistemi optimize etmektir. Sadece yerel bir alt sistemin optimizasyonu sistemdeki herkesin zarar-kayıp etmesine neden olur. Yönetimin bir diğer sorumluluğu daha iyi servis ve katma değer  için sistemin sınırlarını değiştirmeye hazır olmaktır.

İyi biçimde optimize edilen bir sisteme örnek olarak iyi bir orkestra verilebilir. Dinleyicinin kulağına tınıyı verebilmek için, orkestradaki müzisyenler ayrıcalıklı imtiyaz bekleyen solo yapan biri gibi müzik icra etmek için orada değildirler. Onlar bir diğerini desteklemek için uyum içinde müzik yapmak için oradadırlar. Onların ülkedeki en iyi müzisyenler olmalarına gerek yoktur.

 

Bowling Takımı                           Orkestra                            Firma-fabrika


Düşük                           bağımlılık derecesi                                  Yüksek

 

Bir araba sadece her biri en yüksek kalitede olan birkaç bin parçadan ve alt sistemden oluşmaz. Birkaç bin parça ve alt sistem birlikte en iyi şekilde çalışma elde etmek için bir araya getirilmelidir.

Satışlara, satış sonrasına, üretim aşamalarına ve çalışanlar üzerine etkileri anlaşılmadan, örneğin hammadde-işletme malzemeleri ve servisi en düşük fiyattan satın almak, veya satışları maksimize etmek, veya üretim-servis maliyetini minimize etmek, veya servisin-ürünün dizayn maliyetini minimize etmek, yetersiz yönetim anlamına gelmektedir. Bunların hepsi kayba neden olan alt sistemlerin optimizasyonudur. Tüm sistemi optimize etmek için bütün bu tip aktivitelerin koordine edilmesi gerekir.

Herhangi bir sistemin alt parçaları optimize edildiğinde “kazan-kaybet” yapısında sonuçlar alınır. Yani firmada, kuruluşta çalışanlar arası, gruplar arası, bölümler arası rekabet oluşur. Alt sistemlerin optimize edilmesine örnek olarak aşağıdakiler verilebilir;

·  Çalışanların yıllık değerlendirmeleri, akkord ücret, liyakat değerlendirmeleri, parça başı ücret,

· Sonuçlara göre yönetim (MBR – bölümlere ayrılan bütçelerin kullanılmasına göre gelecek yıl bütçelerin ayarlanması; arabanın sadece dikiz aynası yardımı ile kullanılmasına benzemektedir.)

· Kotaların konması…

· Amaçlara göre yönetim, mevcut yapılarda yapılan stratejik plan amaçları ve hedeflere göre yönetim

· Amaçlara göre yönetim, biz bir takımız, aileyiz gibi değerlere ulaşılmasını engeller, Ölümcül hastalıklardandır. Sistemde korku oluşur. 

· Süreçle oynanmasına (tampering) neden olur. Alt sistemin varyasyonunu arttırır. Varyasyonun düşmesi verimliliğin artması anlamına gelir. Alt sistemin yer aldığı, sisteme hasar, zarar verir.

   · Yıllık performans değerlendirmeleri, rastgele – keyfi ve çok üst seviyede seçilmiş hedefler kasıtlı olarak çatışmayı, rekabeti getirir. 

· Korku konvensiyonel yönetimin bir silahıdır. Korku da sayıların yanlış anlaşılıp, kullanılmasından kaynaklanır. Bu durum meşhur bir sözün de oluşmasını sağlamıştır; 3 tip yalan vardır; yalan, iftira, istatistik

·  “Ölçemezsen, yönetemezsin” deyimi de tamamı ile yanlıştır. Halbuki çoğu şey ölçülemez ve bilinmez veya bilinemez. Örneğin Deming Yönetim Anlayışına geçilememesinin maliyeti, hastaya yapılan ameliyatta kullanılan kalitesi düşük malzeme, huni deneyi kurallarına aldırmazlık! Sorunların % 3'ü ölçülebilir. Diğer bir kısım için olasılık devreye girer.

Bir Korku Hikayesi. Bir öğrenci Washington’daki bir seçkin üniversitedeki işletme bölümünden bir ders aldığını bana söyledi. Öğrenciler sınıfta MBO’yu (amaçlara göre yönetim-bugünlerde kamuda yapılan stratejik planlardan dolayı sıkça kullanılmaktadır. nasıl kullanacaklarını, sonuçlara göre nasıl yöneteceklerini, çalışanları nasıl sıraya dizeceklerini öğreniyorlardı. O bütün bunların yanlış olduğunu biliyordu. Dersten kaldı notu olan F’yi almamak için ağzını kapalı tuttu. Ne yazık ki, sınıfta Çin’den gelen 8 öğrenci ve diğer yabancı öğrenciler yanlış olan bir şeyi öğrendiler. Ülkelerine döndüklerinde, Amerikan yönetim tekniklerini herkese anlatacaklar ve uygulayacaklar. Öğrendiklerinin yanlış olduğunu nereden bilebilirlerdi ki?

 

B. VARYASYON - İSTATİSTİKSEL DÜŞÜNCE

İnsanın yaptığı, düşündüğü, hissettiği, algıladığı ve duyumsadığı her şey bir sürecin parçasıdır. Süreçler girdiyi çıktıya dönüştürür ve bu ilişkide hiçbir şeyin doğru, mutlak, sabit ve esnek olmadığı söylenemez.

"Yönetime iletmek istediğim mesajı birkaç kelimeyle sınırlamam gerekseydi, her şeyin varyasyonunu azaltın derdim." - Dr. Deming

Her şey değişkendir. Bu yeni bir şey değil, doğaldır. İnsan her zaman bununla yaşamayı anlamıştır. Ancak bu gerçek, özel yapımdan seri üretime geçişte, parçaların değiştirilebilir hale getirilmesi ihtiyacıyla birlikte giderek daha önemli hale gelmiştir. İstatistikçiler onlarca yıl boyunca süreç değişkenliğinin doğasını araştırdılar ve „İstatistiksel Süreç Kontrolü“ (İSK) olarak bilinen yöntemlere ulaştılar.

Dr. Deming'in varyasyonla ilgili sözleri

Sorunların %3'ünde rakamlar vardır, sorunların %97'sinde yoktur.

Tam zamanında olmayı tanımlayamazsınız.

Varyasyonu anlamamız gerekir.

Kesin optimizasyon gerekli değildir.

Kaybı azaltmak için varyasyonu küçültün, küçültün.

Varyasyonu anlamak, kalite ve iş hayatında başarının anahtarıdır.

Tahmin etmek için test edersiniz. Süreci bozmamalısınız.

Sonuçlara göre yönetmek sadece işleri daha da kötüleştirir.

Gerçek diye bir şey yoktur.

Kuralları değiştirin ve yeni bir sayı elde edersiniz.

Ortak nedenleri özel nedenlerle karıştırmak sadece işleri daha da kötüleştirir.

Özel ve ortak nedenleri karıştırmak en büyük iki hatadır.

Belirtimleri karşılamak yeterli değildir.

Ürünün kalitesini inceleyemezsiniz; zaten oradadır.

Kaliteyi iyileştirin, otomatik olarak üretkenliği artırırsınız.

Sonuçlara göre yönetim, özel nedenleri genel nedenlerle karıştırmaktır.

Süreç, parçalarının toplamı değildir.

Hiç kimse veri toplamadığı sürece veri kullanmaya çalışmamalıdır.

Teori olmadan değiştirilecek veya öğrenilecek hiçbir şey yoktur.

Sonucu değil, nedeni yönetin.

Herhangi bir organizasyonun yönetimi için en önemli rakamlar bilinmezdir.

Sıfır hata, tüpe giden süper bir otoyoldur.

%100 denetim, sorun çıkmasını garanti eder.

Sonuçlara göre yönetim, dikiz aynasına bakmak gibidir.

Süreçlerimiz üzerinde çalışmalıyız, süreçlerimizin sonuçları üzerinde değil.

Varyasyonun anlaşılması, güvenilir bir sistemin ne anlama geldiği, varyasyonun ortak ve özel sebeplerinin ne olduğunun anlaşılması çalışanların liderliğinin ne anlama geldiğinin bilinmesi bir sistemin yönetimi için şarttır. 

1. Varyasyon daima olacaktır. Mekanik bir kavram olan vibrasyon ile istatistiksel bir kavram olan varyasyon kavramları bir birine benzer. Makinedeki vibrasyon ürünlerin ölçüleri arasında varyasyona neden olur. Örneğin 1 kg şeker paketi üretimi sırasında, 1 kg etrafında artı veya eksi gramajlar oluşması, varyasyona örnektir. Anlaşılması için ayrı makale gereklidir. Kavranması ise istatistiksel eğitimi gerektirir, fakat yeterli değildir. Bir alt sistem ve onun içinde çalışan insanlarla ilgili olarak oluşan varyasyon, bize ne söylemeye uğraşmaktadır? Performans kavramı da, bir varyasyon kavramıdır. Hatalı olarak anlaşıldığında ve uygulandığında işletme çalışanları arasında huzursuzluk artar, iyileşmelere duyarsız kalınır, hatalar-sorunlar gizlenir, risk alınmaz, yaratıcılık yok olur… Çokça adı geçen “performansa göre ücret” yerine, oluşan verimlilikten – katma değerden dolayı prim verilmesi, çalışanların bir birine kenetlenmesine doğru gidişteki bir km taşıdır.

Bir çok parçadan oluşan bir aracın (sistemin, kurumun, makinenin) mükemmelliğe doğru gidişi parçalar (çalışanlar arasındaki, makineler içindeki, makine – insan, lider – çalışan…) arasındaki varyasyonun azaltılması ile mümkündür. 

Dünyada uzun ömürlülük ve sorun çıkarmadan kullanımı konusunda TOYOTA'nın 5 modeli ilk sıralarda yer almıştır. 

Hammadde-işletme malzemesi-makine tedarikçileri, üretici firmalar, ara ve nihai müşteri firmalar, kurumlar arasındaki yatay yapıların bir birine kenetlenmesi ve bu yapıdaki varyasyonun sürekli düşürülmesi firmaların rekabet gücünü, ülkenin refahını, işsizliği ve benzerlerini sürekli iyiye doğru götürür. Örneğin bir demir çelik tesisinin ürünü, bir yakıt kazanı veya bir jant üreten bir firmaya girdi olur. Bir kazan firmasına verilen bir lot içindeki levhaların spektleri arasında olan varyasyon ranjı büyükse, zaman içinde lotlar arasında varyasyon ranjları arasında farklılık varsa, üretimde fireler artar, makinelerde duruşlar artar, hiçbir zaman hata türü verileri bir birini tutmaz. Süreç iyileştime, Deming döngüsü elde edilemez. Bu sistemdeki sorunlar, hatalar sistemin özelliğinden dolayı gizli kalır. Sistemler (firmalar, işletmeler, kurumlar) laçkalaşır.

2. Bir alt sistemin yeteneğinin anlaşılması. Bir alt sistemin ne zaman   güvenilir ve çıktısının özelliklerine ait dağılımın ne zaman tahmin edilebilir olduğunu veri ne zaman gösterir?

3. Verideki belirsizliğin kaynakları hakkındaki bilgi. 

♣ Veri nasıl elde edildi?

♣ Dizayn içindeki var olan kusurlar.

♣Ölçüm esnasında veya müşteriden bilgi alınarak form doldurma esnasında, mükemmelliği bozan kusur ve büyük hatalar.

♣ Verilen cevaptaki hatalar. Hiç cevap alınamaması.

♣ Soru sorulacak hedefin bilinmemesi,

♣ Örnekleme hatası.

4. Bir alt sistemin iyileştirilmesine yönelik girişimlerde iki türlü yanılma-karıştırma (tampering: işi bozmak için iyileştirici faaliyet göstermek) vardır.

Yanılma-karıştırma 1. Herhangi bir kusuru, şikayeti, hatayı, bozulmayı, kazayı, sıkıntıyı, yokluğu özel bir neden olarak ele alıp, davranmak. Halbuki bu durum gerçekte ortak nedenlerden dolayı oluşmuştur.

Yanılma-karıştırma 2. Herhangi bir kusuru, şikayeti, hatayı, bozulmayı, kazayı, sıkıntıyı, yokluğu ortak nedenlere atfetmek. Halbuki bu gerçekte özel bir nedenden dolayı ortaya çıkmıştır.

5. Bu iki yanılma-karıştırmadan dolayı oluşan ekonomik kaybı minimuma getirmeyi amaçlayan prosedür-faaliyet bilgisi

6. Güçlerin etkileşimi ile ilgili bilgi.  Etkileşimler çabaları güçlendirebilir, sonuçları etkisizleştirebilir veya negatife çevirebilir. Çalışanların performansı üzerindeki sistemin etkisi; Çalışanlar, gruplar, kısımlar, kurumlar, ülkeler arasındaki etkileşimler; birbirine olan bağımlılıkları bilgisi.

7. Analitik çalışmalar ile sayım çalışmaları arasındaki farkın anlaşılması. Bir deneyin sonuçlarının yorumu analitik problemdir. Bir alt sistemde veya bir prosedürde belirli bir değişikliğin gelecekte gelişme sağlayacağı veya herhangi bir değişiklik oluşturmayacağının seçimi bir tahmindir.  

8. Bir sistemin performansının optipizasyonu ile ilgili kayıp fonksiyonları bilgisi – Taguchi kayıp fonksiyonu. Hangi kalite karakteristiği bütün sistemde en çok kayba yol açmaktadır ve bundan dolayı da yönetimin üzerinde çalışması için en fazla kritik öneme sahiptir?

9. Bireysel olarak önemli olmayabilen rassal güçlerin veya rassal değişikliklerin ardı ardına uygulanmasından doğan sonuçların ürettiği, ortaya çıkardığı kaybın ve kaosun oluşumu hakkında bilgi. Örnekler:

 Yeni işe giren bir işçinin, ondan bir önce işe girmiş bir işçi tarafından eğitilmesi.

 ♣ “PRK-Öz-Çekirdek Bilgileri” olmaksızın, bir politika oluşumu için yüksek gayretle üst yönetimin çalışması

 ♣ “PRK-Öz-Çekirdek Bilgileri” olmaksızın, kamuda, endüstride, eğitim, hizmet sektörlerindeki komiteler

10. Bir komitenin genişletilmesi komitenin çabalarının sonuçlarını mutlaka geliştireceği anlamına gelmez. Bilgiyi-knowledge’ı ikame edebilecek, yerini tutabilecek hiçbir şey yoktur. Bir komitenin genişletilmesi “Öz-Çekirdek bilgiyi” elde etmeyi sağlayan bir yol değildir. 


C - BİLGİ “KNOWLEDGE” TEORİSİ

Theory of Knowledge - Bilgi Kuramı

"Bilgi" terimi, veri, bilgi, anlayış ve bilgelik dizisinin bir parçası olarak anlaşılmalıdır. Russell Ackoff bu terimleri şu şekilde tanımlar:

Veri hamdır. Sadece vardır ve varlığının ötesinde (kendi içinde ve kendi başına) hiçbir önemi yoktur.

Bilgi, ilişkisel bağlantı yoluyla anlam verilmiş veridir.

Bu "anlam" yararlı olabilir, ancak olmak zorunda değildir.

Bilgi, amacı yararlı olmak olan uygun bilgi koleksiyonudur. Anlama, bilgiyi alıp daha önce sahip olduğum bilgiden yeni bilgi sentezleyebildiğim süreçtir.

Bilgelik, daha önce hiçbir anlayışın olmadığı bir şeyi anlamamızı sağlar ve bunu yaparken, anlamanın çok ötesine geçer. Bu konu hakkında konuşurken Deming, Clarence Irving Lewis'in "Zihin ve Dünya Düzeni" adlı kitabına atıfta bulundu. Aşağıdaki ifadeler onun "Yeni Ekonomi" adlı kitabından alınmıştır.

Yönetim Tahmindir.

Herhangi bir biçimde yönetim, tahminlere dayanır. En basit günlük karar bile, örneğin akşam eve gitmek, bir dizi tahmine dayanır. Tahminler bilgi gerektirir. Bilgi, Teori üzerine kuruludur. Bir teori olmadan soru olmaz, sorular olmadan öğrenme olmaz.

Deneyim olmadan teorinin değeri yoktur, teori olmadan deneyim tehlikelidir ve maliyetlidir.

 Veri Kullanımı Tahmin Gerektirir

 Test veya deneyden elde edilen verilerin yorumlanması, bir test veya deneyden çıkarılan sonuçların veya önerilerin uygulanması üzerine ne olacağına dair bir tahmindir.

Gerçek diye bir şey yoktur.

Dr. Deming'in Bilgi üzerine sözleri:

Knowledge-bilgi : Deneyim veya eğitim yoluyla edinilen gerçekler, bilgiler ve beceriler; bir konunun teorik veya pratik anlaşılması.

Enformasyon knowledge - bilgi değildir.

Bilgi teoriden gelir.   (Teorik bilgi, soyut kavramlar, prensipler ve hipotezler üzerine inşa edilen bilgilerdir. Bu bilgi türü, belirli bir konunun arkasındaki temel ilkeleri, yasaları ve teorileri anlamayı amaçlar. Teorik bilgi, genellikle kitaplar, akademik makaleler ve derslerde sunulan bilgilerle ilişkilendirilir.)

Bilgi olmadan soru sormamalısınız.

Enformasyon bilgi değildir. İkisini karıştırmayalım.

Teori olmadan bilgi yoktur.

Teori olmadan deneyim hiçbir şey öğretmez.

Bilgiyi siz kurmazsınız.

Bir kural amaca uygun olmalıdır.

Teori olmadan sadece kopyalayabiliriz.

Teori tarafından yönlendirilmeliyiz, sayılar tarafından değil.

Doğru soruyu nasıl soracağınızı bilmiyorsanız, hiçbir şey keşfedemezsiniz.

Bir sözlükte bilgi bulamazsınız, sadece enformasyon.

Teori tarafından yönlendirilen en iyi çabaları istiyoruz.

En iyi çabalar bilginin yerini tutmaz.

Bilginin yerini tutacak hiçbir şey yoktur.

Teori olmadan gözlem olmaz.

Geleceği tahmin etmek çok zordur.

Yöntem olmadan bir hedef saçmalıktır.

Bir depremi tarihlendirmek kolaydır, ancak ekonomik bir düşüşü tarihlendirmek kolay değildir.

Teori olmadan soru yoktur.

Ona ne söylediğimizi biliyoruz ama onun ne duyduğunu bilmiyoruz.

Bilmek yönetimin işidir.

Sorular olmadan öğrenme olmaz.

Sorun şu ki çoğu ders neyin yanlış olduğunu öğretiyor.

Ölçüm veya gözlem açısından tanımlanan hiçbir özellik, durum veya koşulun gerçek bir değeri yoktur. Ölçüm veya gözlemler için prosedür değişiklikleri yeni sayılar üretir. Bir gemi dolusu demir cevherindeki demir miktarı, numune alma prosedürüne bağlıdır. Nasıl ölçüleceğine veya gözlemleneceğine dair kurallara Operasyonel Tanımlar denir.

Bir diğer bilgi yolu:

1. Herhangi bir ilişkisel plan, basit olsa dahi, koşulların, davranışların değişkenliği altında, (materyal veya) prosedür – faaliyet alternatiflerinin her birinin icra edilmesinin ardından ortaya çıkacak performanslarının karşılaştırılması tahmini gerektirir.   

♣ Örneğin, bu akşam eve nasıl gideceğim ? “Arabam çalışacak ve yolda gidecek; ben de sağlıklı olarak hayata devam edeceğim” tahminini yapmalıyım. Veya otobüs veya tren gelecek ve ben de eve gideceğim yine tahmini gerektirir.

♣ B metoduna geçmek yerine, Method A’yı kullanmaya devam edeceğiz. Çünkü Method B’nin daha iyi sonuç vereceğine ilişkin kanıt ikna edici değil !

2. Geçmiş olayların açıklamasından yoksun bir cümle hiçbir bilgi taşımaz. Örneğin kontrol şemalarının limitleri dışında gerçekleşen olayların açıklanamaması, daha sonra da önlenememesi. Bu durum sisteme olan güvensizliği getirir. Sisteme güvenilmez, sistem risklidir, yönetilemiyordur, anlaşılamamıştır…

3. Geçmiş olaylara ilişkin açıklama olmadığında, ne teori, ne de bilgi vardır. 

4. Teorisiz bilgi sahibi olunmaz.

5. Bir deneyden veya testten ortaya çıkan verinin yorumu tahmindir. Bu tahmin deney sonucunda elde edilen yargıların, sonuçların gelecekteki uygulamalarda ne olacağı ile ilgili tahmindir. Tahmin konu ile ilgili bilgiye dayanacaktır. İstatistiksel kontrol durumunda, istatistiksel teori tahmine yardımcı olacaktır.

6. Teori desteği ile çalışılmadıkça, yönetimde deneyimin hiçbir yardımı olmaz.

7. Teori desteği ile çalışılmadıkça, yönetimde bir örneğin de hiçbir yardımı olmaz.

8. Tedarikçi ve (içsel veya dışsal) müşteri arasındaki iletişim operasyonel tanımları gerektirir.

9. Elde edilen veya verilen bir çok örnek bir teoriyi teşkil etmez. Bir teorinin tek bir açıklanamayan başarısızlığı dahi teorinin değiştirilmesini veya hatta terk edilmesini gerektirir.

10. Gözlem veya ölçüm terimleri ile tanımlanan herhangi bir özellik, durum veya koşulun gerçek değeri yoktur.

11. Ampirik bir gözlemden elde edilen bir gerçeğin yerini tutacak hiçbir şey yoktur. Bir olay hakkında neyi bilmenin önemli olduğu hakkında, iki insan farklı fikirlere sahip olabilir.  

Süreçlerle ilgili, innovasyonla ilgili ve benzerleri ile ilgili önerilerle ortaya çıktığımızda, bu öneriler mevcut bilgimize ve teorilerimize dayanır. Fakat teoriler hatalı olabilir. Onların doğru olup olmadığı üzerinde etkin olarak çalışılır. Bu iki cümle sırası ile Deming döngüsünde yer alan “Plan” ve “Üzerinde Çalış” fazlarına denk gelir. Bu iki faz arasında da “Uygula” fazı vardır. Plan fazında olan bir öneri teoridir. Uygulama ardından, üzerinde çalışma ile elde edilen durum ile önceki durumun karşılaştırılması gereklidir. Karşılaştırma  sonucunda önerinin işi iyileştiremediği görülürse bu ne anlama gelir, ne yapılmalıdır? Karşılaştırma ve işin yönetimi istatistiksel teoriyi, bilgi teorisini gerektirir. 

D. Psikoloji

Psikoloji zihinsel süreçlerle ve davranışlarla ilgilenir. İnsanların neden bu şekilde davrandıkları sorusunu yanıtlamaya çalışır. Ürünler ve hizmetler insanlar tarafından üretilir ve her biri benzersizdir. Herkes öngörülemeyen bir bilgelik, bilgi, yaratıcılık, deneyim ve enerji potansiyeline sahiptir ve bu yalnızca kullanılmayı bekler. Ne sistemlere, ne de çeşitliliğe dair anlayış ne de bilgi, bir organizasyonun başarısına insan kaynaklarının akıllı, düşünceli, sorumlu ve anlayışlı bir yönetimi kadar katkıda bulunabilir.

Takım çalışması konusunda uluslararası alanda tanınmış bir yönetim danışmanı bu ifadeyi şu şekilde onaylıyor:

"Finans değil. Strateji değil. Teknoloji değil. Rekabet avantajının en büyüğü ekip çalışmasıdır, hem çok güçlü hem de çok nadir olduğu için. (...) Bir organizasyondaki tüm insanları aynı yönde kürek çekmeye ikna edebilseydiniz, herhangi bir sektörde, herhangi bir pazarda, herhangi bir zamanda, herhangi bir rekabete karşı egemen olabilirdi. "Yedi Ölümcül Hastalık, Yedi Engel ve Yönetim İçin On Dört Nokta, Deming'in organizasyonlarda insanlarla nasıl başa çıkılacağına dair, bugün hala iyi yönetim uygulaması olarak kabul edilenlerden tamamen farklı bir görüşü desteklediğini gösterecektir. Deming'in görüşü, Alfie Kohn'un „Punished by Rewards“  ve „No Competition“ adlı iki kitabında açıklanan çok sayıda araştırmanın sonuçlarıyla desteklenmektedir.

Ülkemizde genel olarak psikoloji ve psikiyatri bilimi çökmüş durumdadır. Bu durumu Dr.Deming'in yazıları da göstermektedir. Alfie KOHN'un kitapları ve PRK bilgisi doğru bilgi ve uygulamalardır. Japonya, Singapur gibi ülkelerdeki iş örnekleri bu durumu desteklemektedir. 

Dr. Deming Amerika'da psikologların performansa göre ücreti destekledikleri, yaydıklarını bildirmektedir. 


Dr. Deming'in Psikoloji üzerine sözleri:

Müşterilerimiz ürünlerimizden ve hizmetlerimizden keyif almalıdır.

Rekabet pazar payı için değil, pazarı genişletmek için olmalıdır.

İnsanlar hata yapmasaydı, hiç hata olmazdı.

Herkes her şeyi tahmin edebilir.

Hiç mutlu bir golfçü tanıdınız mı?

Merit (sıralama-okuldaki notlar) sistemi bizi işsiz bırakacak.

İnsanları yargılamak onlara yardımcı olmaz.

İki kişiyi sorumlu tutmak hataları garantiler.

İş birliği yaptığımızda herkes kazanır.

Sıralama. Ne işe yarar?

Geçmiş günahları itiraf etmek gerekli değildir.

Ne zaman korku olursa, yanlış rakamlar alırsınız.

Dönüşüm yalnızca insan tarafından gerçekleştirilebilir.

Bir şirket kaliteye giden yolunu satın alamaz.

Herhangi iki kişinin neyin önemli olduğuna dair farklı fikirleri vardır.

Sadece ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Nasıl biliyorlar?

Sorunlarımız hakkında bir şeyler yapabiliriz ya da olduğumuz gibi devam edebiliriz.

İnsanlar işlerinde neşe duyma hakkına sahiptir.

Yanlış şeyi yapan insanların en iyi çabaları tarafından mahvoluyoruz.

Parasal ödüller içsel motivasyonun yerini tutmaz.

Bir şirketin insanlarını mahvederseniz, geriye pek bir şey kalmaz.

Psikoloji farklı koşullarda çalışanların nasıl hareket ettiklerini ve diğerleri ile etkileşime nasıl geçtiklerini de içeren insan aklı üzerindeki çalışmalardır. İnsanlar

  • diğer insanlarla bağlantıya-ilişkiye,
  • diğerleri tarafından
    • sevilmeye ve
    • ilerlemeye-öğrenmeye-beceri geliştirmeye

olan ihtiyaçları ile doğarlar. Özgüven ve karşıdan beklenen güven ve saygıya doğuştan ihtiyaç duyarlar. Koşullar (ebeveyn, ev, refah seviyesi, ülke koşulları, kurumlar, okullar, hastaneler…), durumlar bazı insanlara (bebeklik-çocukluk-delikanlılık çağlarında…) özgüven ve karşıdan beklenen güven ve saygı sağlar. Koşulların uygun olmaması diğer insanlara bu avantajlara kavuşmaktan yoksun bırakır. Uygulanan yönetim pratikleri (örneğin personelin yıllık değerlendirmeleri, not sistemi – 1,2,3,4,5, firma-kurum organizasyon yapısı gibi), yönetim anlayışları (örneğin yüzde 96 oranından, varyasyondan bi-haber olunması) ile çalışanların özgüvenlerini kaybetmesine ve karşıdan beklenen güvenden-saygıdan eser kalmamasına neden olan kurum-firma yönetimleri çalışanların içsel motivasyonu boğarlar.  Kurum değerlerini (aileyiz, güven, yardımlaşma gibi) yerle bir ederler. İçsel motivasyonun yok edilmesi çalışanlar üzerinde ve onların aileleri üzerinde menfi etkiler oluşturur, firmaların, firmalardan-kurumlardan oluşan ülkenin geleceğini yok eder. Tahmini mümkün olmayan, muhasebe kayıtlarına geçemeyen çok büyük kayıplar oluşur.

Sürekli olarak insanların performansı için sıralanması, yıldızlı pekiyiler verilmesi, ABCDler verilmesi, notlanması, hiç kimsede öğrenme azmini oluşturmaz. Yaratıcılık, girişimci ruh, kendine güven, çevredekilere güven kalmaz.

İnsanlarda doğuştan var olan pozitif niteliklerin korunmasına ve gelişip serpilmesine konusunda doğru psikoloji bilgi bizlere yardım eder. Doğru psikoloji bilginin  elde edilmesi diğer üç bileşenin anlaşılmasından geçer.

1.Psikoloji bilgisi

  • İnsanların,
  • insanlar ve çevre koşulları arasındaki,
  • yönetici ve çalışan arasındaki,
  • çalışanlar arasındaki,
  • yönetici, çalışanlar ve herhangi bir yönetim sistemi arasındaki

etkileşimlerin getireceği sonuçların anlaşılmasını sağlar.

2. İnsanlar bir diğerinden farklıdır. Bir lider bu farklılıklardan haberdar olmalıdır. Bu bilgileri kullanarak herkesin yeteneklerini ve eğilimlerini optimize etmelidir. Günümüzde ve genel olarak endüstriyel, servis sektörü eğitim ve kamu kurumlarının yönetimleri insanların birbirlerine benzedikleri varsayımı ile, zihniyeti ile çalışmalarını sürdürürler.

3. Bir İnsan diğerlerine göre farklı, değişik şekillerde ve farklı hızlarda öğrenir. Birisi en iyi okuyarak öğrenirken, bir diğeri dinleyerek, biri resimlere bakarak, biri filme bakarak, biri birisinin yapmasına bakarak vb. şekillerde öğrenirler.

4. Bir lider, otorite üstünlüğü sayesinde, iyileşmeyi getirecek olan sistemdeki, yönetim anlayışındaki değişiklikleri yapmakla sorumludur, mükelleftir.

5. İçsel motivasyon, dışsal motivasyon ve yüksek seviyede uyarlama vardır.

Dışsal motivasyon içsel motivasyonu nötrolize eden-yok eden dışsal güçlere boyun eğme anlamındadır. Ödeme bir motivasyon aracı değildir. Dışsal motivasyon altında, öğrenme ve öğrenmeden zevk alma en iyi puanı almak için feda edilir. İş hayatında, işten zevk alma, innovasyon, gelişme, iyileşme iyi sıralamaya feda edilir.  Dışsal motivasyon altında, bir çalışan dışsal güçler tarafından hükmedilen “at gözlüğü takılan” biri gibidir. Çalışan elinde sahip olduğu ne varsa, korumaya uğraşır. Çalışan cezalandırma – alt sıralarda yer almayı önlemek için uğraş verir. Öğrenmeden zevk almamayı öğrenmeye başlar.  Dışsal motivasyon bir sıfır hata, işlerin sorunsuz olduğu mentalitesidir, zihniyetidir.

Yüksek seviyede uyarlama kusurlu ödüllendirme sisteminden kaynaklanır. Yüksek seviyede uyarlama dış güçlerin istilasına boyun eğmektir. Bu birisine ödeme veya bir ödül verme şeklinde olabilir. Ödüllendirme başarının tekrar etmesinin önüne geçer. Kusurlu ödüllendirmeler içsel motivasyonun nasıl yönlendirileceğinin yönetici tarafından anlaşılmadığının bir göstergesidir.

Mevcut durumdaki yönetimin etkileri. Mevcut durumdaki yönetim anlayışı ve uygulamaları çalışanın doğal olarak var olan içsel motivasyonunu, kendine olan güvenini, çevreye olan güvenini korkuya, defans geliştirme içgüdüsüne, dışsal motivasyona çevirir.

Değişim-yeni baştan gerçek yeniden yapılanma kamuda, endüstride ve eğitimde gereklidir. Değişim mevcut durumdan başkalaşmış yeni yönetim tarzına doğru hareket etmektir. Başkalaşım mevcut yönetim yapısı ve anlayışı üzerine yama yapma değildir.

Değişim ödüllendirmenin yeni bir sistemine bizi alıp götürecektir. Çalışanı eski sağlığına döndürmek, onarmak zorundayız. Çevrenin yıpratıcı etkisinden, karmaşasından, stres etkisinden kurtarmak zorundayız.  Değişim içsel motivasyonda içerilen insan kaynağının gücünü açığa çıkartacaktır. Yüksek derece, yüksek sıra, A sınıfı, “Number 1” için kapışma yerine, bütün çalışanların, kurumun ortak problemlerine çözüm bulma ve uygulama konusunda çalışanlar arasında işbirliği olacaktır. Bu durum ayrıca işletmeler, kurumlar arası, ülkeler arası işbirliğinin yolunu açacaktır. Değişimin sonucu uygulamalı bilimlerde,  teknolojide, ürünlerde üsütünlük kazanılmasında, pazarın genişlemesinde, daha iyi servis-hizmet sağlanmasında, herkes için daha iyi gelir elde edilmesinde kendini gösterecektir. Değişimi gerçekleştiren her hangibir ülkenin dış ticaret dengesi de pozitif olur.

Psikoloji insanların anlaşılmasında bize yardımcı olur. Lider ve çalışanlar arasındaki etkileşim, koşullarla insanlar arasındaki etkileşim, öğretmen ve öğrencileri arasındaki etkileşim, bir sistem içindeki etkileşimlerle ilgili psikoloji insanların anlaşılmasında bize yardımcı olur.Varyasyona sahip koşullar, çalışanların psikolojilerini farklı şekillerde etkiler. Her hangi bir insanın bir koşulla etkileşimi zaman içinde hızlı biçimde değişir. Koşulun insan üzerindeki etkisi zaman içinde farklılaşabilir. Etkinin yoğunluğu, tepkiler değişir. Bir işletmedeki ödül sistemi, yönetim tarzı, yönetici baskısı ve etik olmayan uygulamalar ı koşullara birer örnek teşkil eder.

Bir kişi bir diğerinden farklıdır. Lider bu farklılıkların bilincinde olmalıdır. Bu bilgiyi de herkesin yetenek, beceri ve eğilimlerini optimize etmek için kullanmalıdır. Günümüzde endüstri, kamu ve eğitimdeki yönetim çalışnaların farklarını, yeteneklerine umursamaz durumdır.

Yukarıdaki cümleler yorumlanırken dikkat edilmelidir. İnsanların farklı olduğunu kim inkar eder? Fakat eforda ve doğal kabiliyette algılanan farklılıkları ayırt etmek için dikkat sarf edilmelidir. Yukarıdaki 2. cümle bu durumu kast etmektedir. İnsanlar arasında doğal farklılıklar olduğu hayatın gerçeğidir. Bu durumun yönetimi daha da zorlaştırdığından dolayı üzüntü mü duymamız gerekir? Farklılıkları pozitif olarak önemsemek çok faydalıdır, verimlidir. İlerleme, gelişme, iyileşme için bu potansiyel gereklidir. Bir işbirliği ortamı içinde, farklı yeteneklerin ve becerilerin bir araya getirilmesi ve bilincinde olunması potansiyelin değerini, gücünü ve etkisini arttırır. Her şeyden önce bu farklılıklar hayata tat katan, hayata baharı getiren şeylerdir. Çalışanlara A, B, C veya not verilmesi, akkord ücret uygulanması, bonus verilmesi, ayın adamı seçilmesi vb. çalışanın eforunu mükafatlandırmak ve efor sarf etmesini için cesaretlendirmek için verilir. Fakat istenenin tam tersi durum ortaya çıkarak, işbirliği ortamı yerine rekabet, kin dolu ortam oluşur.        

Babasının bilgisayarında basit programlama yapmasını öğrenmişti. Okulda “kendi kendine öğrenme programında” yıldızlı pekiyi almıştı. Eğer yüksek uyarlama etkisi oluşursa ve yazın yıldız alma imkanı bulamazsa ne olur?

a. Ödülü aldığı zamanki gibi çalışmaz.

b. Ödülü aldığı zamanki gibi çalışır.

c. Ödülü aldığı zamankinden daha fazla çalışır.

Doğru cevap A! Çünkü, bir işi yerine getirmek için ödül verildiğinde “dışsal motivasyon” seviyesi yükselirken, “içsel motivasyon” seviyesi düşer. Halbuki bunun tam tersinin elde edilmesi gerekir. Çalışana aldığı ücretin ve verimlilikten dolayı aldığı primin unutturulması gereklidir. Bu durum, zaman içinde, çalışanda lidere, işyerine karşı duyulan güvenle sağlanır. Bu gelişme, ilerleme için üst seviyelere doğru çıkılacağının göstergesidir. Verimlilikten dolayı aldığı primin gerçek, doğru, tamı tamına olduğunun bilinmesi önemlidir; kuşku doğarsa güvensizlik oluşur.

Yüksek seviyeli uyarlama hatalı ödül sisteminden kaynaklanır ve dış güçlere boyun eğme anlamına gelir. Bu durumda insanoğlu aşağılandığını algılar. Katıksız hoşlanma ve tatmin için yapılan bir hareket veya elde edilen başarı için verilen bir ödül (parasal veya eşya) bu durumu oluşturur. Bu koşullar altındaki ödülün sonucu işin tekrar ortaya çıkmasını engeller, boğar; Çalışan uğraşısındaki arzuyu, ilgiyi sonuçta kaybeder, işinden zevk almaz.

Bir otelde bavulunuzun taşınmasına yardımcı otel görevlisine verilen bahşişi bir dostunuza verdiğinizi varsayarsak; Dostluklarda bu bahşişin verilmesi bir aşağılama olarak algılanırken, bir çalışana verilmesi ise karşı taraftan olağan karşılanır. İnsan ilişkilerinin ve güvenin kuvvetlendirilmesi değişimin bir parçasıdır. Parasal ödül verilmesi yöneticilerin içsel motivasyonu nasıl yöneteceklerini bilemediklerinin bir göstergesidir. Değişim içsel motivasyonun tesis edilmesini ve insani değerlerin tesis edilmesini sağlar.

İnsanlar farklı şekilde ve farklı hızlarda öğrenir. Bazısı en iyi okuyarak, bazısı en iyi dinleyerek, bazısı en iyi duran veya hareket eden resimlerle, bazısı en iyi diğerleri yaparken bakarak, zazıları birlikte yaparak   öğrenir. Bazısı hepsine ihtiyaç duyar. Bu durum, tabii ki küçük düşürücü olarak ele alınmamalıdır

Bir yönetici, otoritesinin üstünlük avantajı ile ilerlemeyi getirecek, yönetim sisteminde değişim oluşturmak zorunluluğu, mecburiyeti vardır. İçsel motivasyonun değerini bilerek farkında olmak zorunluluğu vardır. Dışsal motivasyona dayanmanın ve çıkar sağlamanın zararından ve tehlikesinden  ile yüksek dereceli uyarlamadan (overjustification) sakınmalıdır. 

Ev Ödevi - Bir Öğretim Efsanesi, Alfie Kohn    https://www.kitapyurdu.com/yazar/alfie-kohn/181006.html?srsltid=AfmBOoosFXnI2owM-15MWc_2gq5H1IUPrSP5Q5phnxZPLK2HezKo2DzQ

“Ev Ödevi: Bir Öğretim Efsanesi, her öğretmen, okul müdürü ve eğitim bölge müdürü için zorunlu kitap olmalı.” Boston Globe
 
Çoğumuz ödevin beraberinde getirdiği hüsrana, yorgunluğa ve bıkkınlığa aşinayız. Ama ödev yapmanın bunlara değdiğini düşünürüz çünkü daha yüksek başarıyı olanaklı kıldığını, öğrenmeyi “pekiştirdiğini,” ders çalışma becerisi geliştirdiğini ve sorumluluk duygusunu güçlendirdiğini varsayarız. Oysa mantık ve deneyimlerin söylediği, ayrıca araştırma kanıtları, bu varsayımlarla ters düşmekte.
 
Mevcut veriler ödevin küçük çocuklara hiçbir akademik yarar sağlamadığını gösteriyor, büyük çocuklarda gerekli olup olmadığı konusunda ise ciddi kuşkular yaratıyor. Dahası, ödevin nitelikli çalışma alışkanlıkları ve bağımsızlık geliştirdiği inancını da kökünden sarsıyor.
 
Peki, ödev bize bin bir çeşit sorun yaratırken neden hâlâ çocukları evde ikinci vardiyaya zorluyoruz? Kohn’un her zamanki gibi keskin ve ayrıntılı incelemesi öğrenmeye dair birtakım yanlış anlamaların, çocuklara beslenen güvensizliğin ve hedefini şaşırmış bir rekabet odağının çocuk dünyasındaki serbest zamanı nasıl azalttığını ve aile yaşamındaki çatışmayı nasıl artırdığını ortaya koyuyor. Kohn, ödev tahakkümü ile savaşan ebeveynlerin ve ödev olmadan da yüksek bir öğretim kalitesi yakalandığını ortaya koyan okulların örnekleri üzerinden bizi okulda ve sonrasında olup bitenleri baştan değerlendirmeye, sonra da aile huzurumuzu ve çocukların öğrenme sevgisini kurtarmak için adımlar atmaya çağırıyor.
 
“Bu tipik bir Kohn kitabı. İlgi çekici ve bilgilendirici… 300’den fazla atıf yapan, sıkı bir araştırma ürünü. Kohn statükoya başkaldırmakta ve kralın çıplak olduğunu göstermekte hiç bu kadar başarılı olmamıştı.” Kappa Delta Pi Record

https://www.google.com/search?sca_esv=2b80064346afe711&rlz=1C1GCEU_trTR981TR981&sxsrf=ADLYWIKFuz-J7nii_Buf1bxQ_Qn6clNTCg:1729167138417&q=alfie+kohn+unconditional+parenting&stick=H4sIAAAAAAAAAONgFuLUz9U3MC2yMK5S4gIxzSyyDTPKtaSyk630k_Lzs_UTS0sy8ousQOxihfy8nMpFrEqJOWmZqQrZ-Rl5CqV5yfl5KZklmfl5iTkKBYlFqXklmXnpO1gZAeoepsBdAAAA&sa=X&sqi=2&ved=2ahUKEwiYpqvIsZWJAxXclP0HHbzNJFQQgOQBegQIURAG&biw=911&bih=427&dpr=1.5



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Site Dünyanın konusunda en iyi sitesidir. Bütün yazıları okumanız önerilir.  Durumumuzu, çok HATALI olan soft bilim eğitimlerinin doğru oldu...