Bir boğa, bir koç lider-önder olduğunda ne yapmaya muktedir olabilir ki ? Cevap biraz derin düşünceyi gerektirir. Kelimeler hakkında birkaç cümleyle başlayalım. Kelimeler sadece ikincil olarak iletişimimizi sağlayan vasıtadır, araçtır. Kelimeler herşeyden önce düşünmemizi sağlayan vasıtadır. Genelde yöneticiler, çalışanlar organizasyonlar ve yönetim konusuyla ilgili bilim adamlarının-düşünürlerin fikirlerini algılamadan günümüzde pek az düşünürler, ve kurumunu, firmayı, birimini yönetirler, algılarlar. Fakat bu durum gelecek yüzyılın ana bilimi olacaktır; genellikle “karmaşa” olarak değinilen karmaşık, doğrusal-basit olmayan, adapte olabilen sistemlerin anlaşılması üzerine bilim. Bunu “Chaord” olarak tanımlayalım.
“Chaord” ile şunu söylemek istiyorum;
herhangi bir
kendi-kendini organize eden,
kendi-kendini yönlendiren, yöneten,
adapte olan,
doğrusal olmayan,
karmaşık organizma olan,
organizasyon,
topluluk
veya
sistem demek istiyorum.
Bu organizasyon, topluluk veya sistem fiziksel, biyolojik veya sosyal bir yapı olabilir. Öyle ki bu yapılar, hem kaos hem de düzen karakterlerini uyum içinde karıştırıp bir bütün haline getirerek yapının davranmasını sağlar.
Bunu iş hayatına tercüme
ettiğimizde, iş ortamında çalışanların güçbirliği-işbirliği ve rekabet
karakteristiklerini uyum içinde
karıştırıp bir bütün haline getirerek davranılmasını sağlayan bir organizasyonu
çağrıştırır.
Eğitim perspektifinden bakıldığında da, teorik ve deneyimsel-tecrübesel öğrenmeyi uyum içinde bir biri içine katan organizasyonu temsil eder.
“Chaordic” Liderlik Üzerine
Liderlik
hakkında bir çok kanaat, kanı yıllarca derinden beni meşgul etti. Bu kanaatlara
ilişkin örneklerle birlikte sayfalarca yazı yazılabilir. Fakat aşağıdaki
cümleler “chaordic” liderliğin kavranmasını da sağlayabilir.
·
Güç: Gerçek güç asla
kullanılmamalıdır. Kullanırsanız, asla ona sahip olamazsınız.
·
İnsan İlişkileri: Birinci, sonuncu ve
tek prensip – astlarınızla ilgili olduğunda temas sağladığınızda, kendi
kendinize sezsizce “Sen bana göre benim kadar büyüksün, bundan dolayı eşitiz.”
Üstlerinizle ilgili olduğunda temas sağladığınızda da, kendi kendinize sezsizce
“en az senin hissettiğin büyüklük kadar ben de büyüğüm, bundan dolayı da
eşitiz.”
·
Eleştiri: Aktif eleştiriler
büyük bir değerdir. Zaman veya efor harcamaksızın, zayıflığımızı hemen anlarız
ve yapılan hata açık olur, ve alternatifler oluşturulur, önermeler gelir. Bizim
ihtiyacımız olan tek şey sadece ihmalkarlıktan ortaya çıkan dikkatlice
dinlememe huyundan vaz geçmektir. Bu ihmalkarlık diğerine duyulan
kıskançlıktan, öfkeden veya kinden dolayı ortaya çıkmaktadır. Bu değeri,
fazileti, erdemi hemen kucaklayın !
·
Bedel, tazminat, prim: Para ne çalışanı en
iyi biçimde, ne de insanın içindeki ruhu en iyi şekilde motive eder. Sadece
insanın bedenini, vücudunu kiralayabilir, kısa süreliğine aklını etkileyebilir.
Fakat kalbe dokunamaz, ruhu-heyecanı harekete geçiremez. Ruh-kalp inanç,
prensip ve ahlaki-etik değerler için ayrılmıştır.
·
Ego (benlik, üstünlük
taslama), kıskançlık, para tutkusu-aç gözlülük ve hırs: Bu 4 kaba-saba hayvan
içinde barındıranı kaçınılmaz olarak yok eder, bitirir. Bu yıkıcı, yok edici
hayvanları sıkı olarak hapsedin.
·
Pozisyon: Altınızda çalışanlar
pozisyonunuzun üstünlüğünden dolayı işyerinde çalışmalarından dolayı itaatin
bir derecesine, nispetine sahip olabilirler. Fakat çalışanlar günlük
yönetiminiz, davranışınız ve etkileşiminizle kazanabileceğiniz hiçbir saygıya
sahip olmazlar. Çalışanların içten gelen saygısı olmaksızın, otoriteniz yıkıcı
olur.
·
Hatalar, kusurlar,
oluşan sorunlar:
Fındık içini doldurmayacak kadar olan küçük şeyler size bir çok şey
sağlayabilir. Siz bu hataları fark edebilir, itiraf edebilir, ve
düzeltebilirsiniz. Onlardan öğrenebilir ve bunlar üzerinde yükselebilirsiniz.
Fakat yapmazsanız, büyürler ve sizi yakıp, yıkar, mahvederler.
·
Başarı ile tamamlama,
başarı:
Faaliyet-yapılan işler ile üretkenliği-verimliliği asla karıştırmayın. Her şeye
olduğu kadar, yoğun düşünceye, yargıya-kanıya ve işe anlamsız-katma değeri
olmayan faaliyetler hastalık bulaştırır. Düşün ! Yargıla ! Hareket et, iş yap !
Kırk ölç, bir biç ! Diğerlerini de aynısını yapmak üzere özgür bırak.
·
İşe çalışanı alış, iş
vermek :
Sizin kopyanız-aynınız olabilecek, olmaya çalışan kimseyi işe almayın, veya
yükseltmeyin, ilerlemesine-gelişmesine yardımcı olmayın. Kendi zayıflığınızı
kopya etmek aptallıktır. Hayata-işe bakış açıları, yetenekleri ve düşünceleri kendinizden radikal-kökten olarak
farklı olan çalışanı, işe girmek isteyen kimseleri işe alın, güvenin ve
ödüllendirin-mükafatlandırın. Bu durumu elde edebilmek, çok az kimsede
olabilecek tevazuyu, toleransı ve bilgeliği-akıllılığı gerektirir. Bunun
farkında olun !
·
Yaratıcılık : Problem asla
yenilik-buluş oluşturan, yeni düşüncelerin aklınızın içine nasıl gireceği
değildir. Asıl problem eski düşüncelerin, yargıların, kanaatlerin nasıl dışarı
atılacağıdır. Aklınızın bir köşesini iyice temizleyin. Yaratıcılık anında
aklınızın içine dolacaktır.
·
Dinlemek : İnsanların ne
söylediğini dikkatli olarak dinleyerek çok şey öğrendiğiniz sırada-esnada, çok
büyük miktarda kavrama, anlayış onların kelime aralarına sakladıkları, fakat
söyleyemediklerinin anlaşılıp, açığa çıkarmak ile mümkün olabilir. Kusursuz,
sağlıklı olarak sessizce dikkatli olarak dinleyin.
·
Doğru düşünüp, doğru
karar verme yetisi :
Bu yeti kullanılan akılla gelişen bir kastır. Burada vücut geliştiricilerin
nasıl kaslı olabileceklerini düşünün. Evet bu duruma benzer şekilde, bu
yetinizi geliştirebilirsiniz. Ona güvenerek hiçbir şey kaybetmezsiniz. Ona
güvenirseniz ve fakat doğru karar veremezseniz, bu durumu çabuk olarak anlar ve
değiştirebilirsiniz. Ona güvenir, ve kararlarınız sürekli doğru ise, en yakın
zamanda ve en iyi şekilde başarılı olursunuz. Kararlarınız sürekli doğru, fakat
ona güvenmezseniz, bütün yaratıkların en kederlisi, en acıklısı olursunuz.
Başarılı olabilecekken yani doğru düşünüp, doğru karar verme yetisine sahipken,
diğerlerinin zayıf-yanlış düşünüp, karar vermesine kapılırsanız, yine başarısız
olursunuz.
·
Liderlik: Kendi kendinize
liderlik-kılavuzluk edin, üstlerinize liderlik-kılavuzluk edin, emsallerinize
de liderlik-kılavuzluk edin. Çalışanlarınızın da aynısını yapmasına izin verin,
özgür bırakın. Bunun dışında liderlikle ilgili söylenenlerin hemen hemen hiç
anlamı yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder