İçindekiler:
Hiyerarşik Taylor Yapısının
Ahlaksızlıkla İlişkisi
Hiyerarşik Taylorist yapıların
insanların üzerindeki stres etkileri nelerdir?
Hiyerarşik Taylorist Yapının Aile ve Topluma
Yansımaları
İş Yerinde Şiddet ve Cinayet
The New Economics kitabının önsözünde bu kitap mobinge uğrayanlar içindir yazıyor. Mobbing nedir, nasıl oluşur?
- Okuldaki Notların Berbat Etkisi ve karne yerine gelişim raporu uygulamasının sonucu Bu konuda mağdur olduğumdan kitap dahi yazabilirim. Fakat gündüz tuvalette kanlı olarak gelen tükürüklere neden olan kötü anılarımı canlandırıp, stresi, kötü düşünceleri tekrar yaşamak istemem. Allah o insanları bildiği gibi yapsın. Etkileri sadece bana değil, halkımıza ve devlete oldu. Hiçbir zaman blogta geçenleri çalışmadıkları gibi, bana da kulak asmayıp, dirsek gösterdiler.
- Milli Verimlilik Merkezinde, Genel Müdürlüğünde "elit uzmanların" yer aldığı en çok yapılan danışmanlık çalışması Kurumların-İşletmelerin Yeniden Yapılandırılması idi. Bu danışmanlık çalışmasının adı aşırı yanıltıcı idi. Hiyerarşik yapı, danışmanlık sonucunda hiyerarşik yapı olarak kalırdı. Eleştirileri göz ardı ederlerdi. Bazıları stratejik planlama yaparlardı. 2000'lerden beri, günümüze değin uyarılarıma kulak tıkadılar. Doğru SP'lerin nasıl yapılabileceği, hataları blog sitemdeki makalelerde bulunmaktadır.
- Stratejik Planların Hatalarının, Kusurlarının Değerlendirilmesi
- PRKlı ABD Ordusu
- Ya Muzaffer Olursun, Ya da Gidersin - ABD Ordusu
NOT: The New Economics kitabının önsözünde bu kitap mobinge uğrayanlar içindir yazıyor. Yani Yeni Ekonomi BLOG YAZARININ KENDİSİ içindir. Kaynakların anlaşılması için bu duruma ihtiyaç vardır. Mobbing yapanların bu öğretileri öğretmesi düşünülemez, UZAK DURUN!
Hiyerarşik Taylor Yapısının Ahlaksızlıkla İlişkisi
Potansiyel Ahlaki Sorunlar
- İnsani Yönün Göz Ardı Edilmesi: Taylorcu sistem, insanın bir
makinenin parçası gibi görür. Yani kafası beyni, yoktur. Fakat GM ve
müdürlerin kafası, beyni vardır. Çalışanın gücü, motivasyonları,
yaratıcılığı ve özerkliği göz ardı edilebilir. Bu durum, insanların robotlaşmasına
ve iş tatminsizliğine yol açarak, uzun süreli etik olmayan davranışlara
zemin hazırlayabilir.
- Aşırı Uzmanlaşma ve Tekdüzelik: İşlerin aşırı derecede yaygın
olması, çalışanların yalnızca çok dar bir alanda uzmanlaşmasına neden
olur. Bu durumda, insanların büyük resmi görmesini engeller ve
olayların toplumsal veya etik sonuçları hakkında düşünmelerini
zorlaştırabilir. Sadece kendi küçük görevine odaklanan bir çalışan, daha
geniş kapsamlı sorumlulukları gözden kaçırılabilir.
- Kontrol ve Güç Asimetrisi: Hiyerarşik Taylor yapısı, üst
yönetimden alt kademelere doğru sıkı bir kontrolü içerir.
Bu durum, üstlerin astların üzerindeki gücünü arttırırken, astların sesini
duyurmasını veya etik endişelerini dile getirmesini zorlaştırabilir. Aşırı
kontrol ve denetim, çalışanlarda güvensizlik ve direniş yaratabilir, bu da etik olmayan davranışlara kapı aralayabilir.
- Performans Baskısı ve Hedef
Odaklılık:
Taylorcu sistemin performans hedefi ve verimliliği ön plandadır. Bu
durumda, kullanıcılar üzerinde yoğun bir performans baskısı
gerçekleşir. Aşırı hedefe odaklanma, bazı bölgelerde etik
olmayan yollara başvurarak başarı elde etmeyi tetikleyebilir. Örneğin,
kota doldurmak için kaliteden ödün vermek veya yanıltıcı raporlar
sunmak gibi durumlar ortaya çıkabilir.
- Sorumluluktan Kaçınma: Görevlerin aşırı parçalanması,
belirli bir etik sorunun arttırılmasını üstlenmeyi zorlaştırabilir.
Herkesin kendi küçük göreviyle meşgulken, genel bir etik ihlalinin
sorumluluğu kendisine ait olmayabilir veya kolayca başka bir yere
atılabilir.
Hiyerarşik
Taylorist yapıların insanların üzerindeki stres etkileri nelerdir?
Hiyerarşik
Taylorist yapılar, işletmenin, kurumun katı bir şekilde bölümlendiği,
denetlendiği organizasyonlar, çalışanlar üzerinde ciddi stres etkileri
yaratır. Bu etkilerin hem fiziksel hem de psikolojik düzeyde kendini
gösterebilmesi mümkündür.
Hiyerarşik Taylorist Yapıların Stres Kaynakları
- Sıkı Kontrol ve Özerklik
Eksikliği: Taylorist
sistem, kişilerin neyi, ne zaman ve nasıl yapacaklarını ayrıntılı bir
şekilde belirler. Bu aşırı denetim , çalışanların kendi işlerindeki
kontrolü kaybetmesine ve bir makinenin parçası gibi hissetmesine neden
olur. Bu durum çalışanların değersiz
hissetmelerine ve yüksek düzeyde strese maruz kalmalarına yol açar.
- Monotonluk ve Tekdüzelik: İşlerin çok küçük ve
tekrarlayan görevlere uygun olması, çalışanların işlerini sıkıcı ve
anlamsız bulmasına neden olabilir. Yaratıcılık ve kişisel yeteneklerin
kullanılmadığı bu ortam, iş tatminini ve bıkkınlık, bulaşıcı hale getirip, iş-ev-toplum hayatı koşullarını hazırlar.
- Performans Baskısı ve Sürekli
Hızlandırma:
Taylorizm, frekans artışı için sürekli performans hedefi belirler ve
çalışanlardan bu hedeflere ulaşmaları beklenir. Zaman baskısı, yüksek
iş yükü ve besleyici ortam, çalışanlar üzerinde yoğun bir stres oluşturur. Bu baskı, hedeflere ulaşmak için etik olmayan yollara başvurmayı
da artırabilir.
- İletişim Eksikliği ve Sosyal
İzolasyon:
Hiyerarşik yapılar, ast ve üstler arasında resmiyet ve mesafe yaratır. Bu
durum, insanların veya endişelerinin dile getirmesini zorlaştırır. Ayrıca
işlerin ayrılması, kişilerin arasındaki iş birliğini ve sosyal paylaşımını
ayırma yalnızlık ve sosyal izolasyonunu güçlendirilebilir. Ve bu durum kişinin aile-toplum hayatını etkiler.
- Gelecek Kaygısı ve Belirsizlik: Bu tür yapılarda çalışanlar,
kolayca değiştirilebilen bir kaynak olarak görülebilirler. İşini kaybetme
korkusu, terfi ve kariyer gelişim fırsatlarının belirsiz olması,
çalışanlarda kronik bir gelecek kaygısı yaratır. Bu durum, uzun
vadeli stresin en önemli nedenlerinden biridir.
Stresin İnsanlar Üzerindeki Etkileri
Hiyerarşik
Taylorist yapılardan kaynaklanan stres, hem bireysel hem de olabilecek düzeyde
çeşitli olumsuz sonuçlar doğurur:
- Genel Etkiler: Baş ağrısı, kas gerginlikleri,
parçalanma sorunları, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıkları gibi
karakteristik reaksiyonlara yol açabilir.
- Psikolojik Etkiler: Çalışanlarda sinir bozukluğu,
anksiyete, tükenmişlik sendromu ve düşük sorunlar gibi psikolojik
sorunlara neden olabilir.
- Davranışsal Etkiler: Stres altındaki çalışanlarda,
iş devamsızlığı, işten ayrılma, alkol veya sigara kullanımı gibi olumsuz
durumlar ortaya çıkabilir.
Sonuç
olarak, Taylorist yapılar insan faktörünü göz ardı
etmesi nedeniyle çalışanların psikolojik ve fiziksel durumları olumsuz
etkilenebilir. Bu sayede sağlanan stres, yalnızca insanların yaşamlarının
yeniden yapılandırılmasıyla kalmaz, aynı zamanda işletmeler için verimlilik kaybı
ve yüksek kişisel kaygı gibi sorunlar yaşanabilir.
Hiyerarşik
yapılar: Dr. Deming, modern hapishane olarak tanımlar. Bu nasıl olabilir?
Dr. W.
Edwards Deming, özellikle hiyerarşik Taylorist
kalıpları eleştirirken, bu yapıyı mecazi olarak "modern hapishane"
olarak nitelendirdi. Bu benzetme, insanların bu tür bir organizasyon içinde
yaşadığı kısıtlamaları, korkuyu ve yenilikçiliğe odaklanma eksikliğini vurgulamaktadır.
Deming'in
bakış açısıyla, modern bir hapishanenin özelliklerine göre bir iş yerine
uyarlayabiliriz:
Modern Hapishanenin Özellikleri
- Kontrol ve Gözetim: Bir hapishanede mahkumlar
sürekli gözlemleniyor ve hareketleri kısıtlanıyor. Benzer şekilde,
geleneksel Taylorist yapılarda da çalışanlar, üstlerinin ve iş arkadaşlarının katı kontrolü altındadır. Sürekli denetim, performans
değerlendirmeleri, dijital kotalar ve katı kurallar, çalışanların
hareketlerini daraltır ve onları özgür iradelerinden mahrum bırakır.
Deming'e göre bu duruma göre, çalışanların işlerinden gurur duymalarına yol açan en büyük engellerden biri oluşur.
- Korku Ortamı: Hapishanelerde cezalar korku yaratır. Hiyerarşik yapılarda durum farklı değildir. Çalışanların işini kaybetmesi, terfi edememesi veya kötü performans değerlendirme puanı alma
korkusuyla yaşar. Deming'in 14 ilkesinden biri olan "Korkuyu
Uzaklaştırın" ilkesi, bu soruna işaret eder. Çalışanların
eleştirilerini getirmekten, yeni ürünler sunmaktan veya sorunları dile
getirmediklerinden işin kalitesi ve sürekli gelişimi
mümkün değildir.
- İzolasyon ve Ayrımcılık: Hapishanede mahkumlar dış
dünyadan izole edilir ve farklı statülere ayrılır. Hiyerarşik yapılar da,
departmanlar ve seviyeler arasında duvarlar örerek çalışanlar arasında bir
bölünmüşlük yaratır. Herkesin kendi bölümü veya düzeyi çıkarlarını
bir araya getirerek çalışır, bu da işbirliğini ve bütüncül bir sistem
olarak çalışma becerisini yok eder. Deming, bu durumu "silo
zihniyeti" olarak adlandırır ve verimsizliğin ana kaynaklarından biri
olarak görür.
- Yaratıcılık ve Gelişimin
Engellenmesi: Bir
hapishanede mahkumların kişisel çeşitliliği ve yaratıcılığına pek yer
yoktur. Taylorist sistemlerde çalışanlar, sadece kendilerine verilen
tekrarlayan işlemleri yerine geçen birer robot olarak görülür.
Deming, bunun tam olarak karşılığında, insanların sistemlerini
kullanabilmeleri için en değerli bilgi kaynağını yok ettiğini savunurdu. Çalışanların
yaratıcılığını ve problem çözmelerini kullanmalarına izin verilmediğinde,
şirketlerin en büyük potansiyellerini yitirirler.
- Uzun Vadeli Amaç Eksikliği: Hapishanede zamanın anlamı
yoktur, hedefe yönelik bir amaçtan çok, anı kurtarma hedeflenir. Geleneksel
yönetim anlayışı, kısa vadeli karlılığa odaklanarak uzun vadeli
özelliklerin önünü keser. Deming, işyerlerinin varlığını sürdürebilmesi ve
yaşayabilmesi için sürekli olarak ve uzun vadeli
bir amaca sahip olmaları gerektiğini vurgular. Kısa vadeli hedefler, ama
amaçtan sapmaya neden olur.
Sonuç
Dr.
Deming'in hiyerarşik yapıyı "modern hapishane" olarak adlandırması,
bu yapıların insani yönleri göz ardı eden, korku ve kısıtlama üzerine
kurulu yönetim anlayışını keskin bir dille eleştirmesinden ibarettir. O, çalışanların daha iyi performans göstermelerine yardımcı olan CEOlaın birer lider
haline gelmeleri sağlanarak, onların daha iyi performans göstermelerine
yardımcı oldu.
Hiyerarşik Taylorist Yapının Aile ve
Topluma Yansımaları
Hiyerarşik,
Taylorist yapıların yarattığı stres, tükenmişlik ve yabancılaşma dalgalanma
etkisi, bireylerin en yakın bireyleri olan aileye ve daha geniş çapta
geniş topluma da yansımasıdır. İşte sürekli yaşanan sorunlar, evin
kapısından içeri girip hem özel hayatı hem de sosyal dokuyu derinden
etkiler.
Aileye Yansımaları
- İletişim Sorunları ve Çatışma: Stresli ve yorgun bir çalışan, ailelerine ayıracak mutlu zamanlar bulamayabilir. Bu durum,
aile içi iletişimin kurulmasına, eş ve çocuklar arasındaki duygusal bağın
zayıflamasına yol açar. Kişi, iş yerinde yaşadığı baskı ve öfkeyi eve yansıtabilir, bu da aile içi çatışmaların ve gerginliklerin artmasına neden
olabilir.
- Duygusal Yabancılaşma: İş yerinde robotlaşmış ve
duygusal olarak tükenmiş bir kişi, evde de duygusal olarak mesafeli
olabilir. Eşine veya çocuklara karşı empatik olmakta, onların duygusal
ihtiyaçlarını anlamakta zorlanabilir. Bu durum, aile üyeleri arasında bir duygusal
yabancılaşma yaratır.
- Rollerin Değişmesi ve
Sorumlulukların Aksatılması: Aşırı iş yükü ve yorulma, çocuklarıyla kaliteli
zaman geçirmesini engelleyebilir. Oyun oynamak, derslere yardım etmek veya
sadece sohbet etmek gibi ebeveynlik aksayabilir.
- Ekonomik Kaygıların Artması: Taylorist sistemin getirdiği
performans baskısı ve iş güvencesizliği, ailede sürekli bir ekonomik
kaygı yaratabilir. İşini kaybetme riski, finansal kararlarını ve
gelecek planlarını olumsuz etkileyerek, stresin kaynağına bir yenisini
daha ekler.
Topluma Yansımaları
- Azalan Sosyal Katılım: İş geliştirmenin yoğun stresi,
bireyleri sosyal hayattan uzaklaştırabilir. İş dışında kalan
sınırlı zamanlarını dinlenmeye ayırmayı tercih ederler, bu da gönüllülük
faaliyetlerine, yurttaşlık sorumluluklarına veya sivil toplumlara
katılmalarını engeller. Toplumsal bağlar zayıflar ve
dayanışma duygusu azalır.
- Toplumsal Güvensizlik: Hiyerarşik iş
ortamları, bireylerde güvensizlik ve sıradan bir oluşumlar yaratır. Bu
kişiliğin, iş dışındaki sosyal ilişkilerinde kendini de gösterebilir.
İnsanlardan saklanma şüphesiyle yaklaşabilir, yardımlaşma ve iş birliği
yerine kişisel çıkarları ön planda tutma tercih edilir.
- Yabancılaşma ve Anomi: Durkheim'ın "anomi"
temsiline benzer şekilde, iş yapabiliyorken anlamsızlık duygusu ve
yabancılaşma, toplumsal normlara olan bağlılıkların da azalma yaşayabilirler.
Kişi, hem uyumluluk hem de toplumda yardımlaşma hissetmezse,
kurallara uyumda zorlanabilir veya etik olmayan davranışlara yönelebilir.
Bu durum, toplumsal düzen ve ahlak üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
- Toplum Sağlığının Bozulması: İş stresinden kaynaklanan
fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar, halkta genel sağlık seviyesinin düşmesine neden olur.
Artan bozukluk, anksiyete ve kronik hastalık, sağlık sistemleri üzerinde
ciddi bir yük oluşur.
Sonuç
Hiyerarşik
Tayloristler stres, güvensizlik, bencillik sorunları yaratır, sadece stres, güvensizlik iş yerinin duvarları arasında
kalmaz; bir domino iklimi aile ve toplumun temel dinamiklerini de
etkiler. Bireyin işte yaşadığı olumsuz deneyimler, evdeki huzuru
kaçırabilir ve toplumsal bağları bozulabilir. Bu nedenle, sürdürülebilir bir
toplum için sadece ekonomik üretkenliğe sahip olmak yerine, çalışanların
refahını ve insan onurunu koruyan yönetim modellerinin benimsenmesi hayati
öneme sahiptir.
Hiyerarşik
Taylorist yapıların cinayetlere, şiddete, felaketlerin etkileri nelerdir?
Hiyerarşik Taylorist yapıların cinayet, şiddet ve felaketler gibi ekstrem durumların üzerindeki etkisi: bu yapıların yarattığı ortam ve ortamın dolaylı bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Bu tür yapılar olayın ortaya çıkması için uygun zeminler hazırlar.
İş Yerinde Şiddet ve Cinayet
Hiyerarşik
Taylorist yapıların şiddete etkisi genellikle iş yeri şiddeti (işyerinde
şiddet) ve mobbing (psikolojik taciz) üzerinden incelenir. Bu
yapılar, çalışanlar üzerinde yoğun bir stres, baskı ve değersizlik hissi
yaratarak, bazı yaygın şiddet olaylarını tetikleyebilir.
- Güç Dengesi ve Mobbing: Hiyerarşik yapılar, üst
kademelerin astlar üzerindeki gücünü sonsuz kılar. Bu güç dengesizliği,
"mobbing" olarak bilinen psikolojik tacize zemin hazırlar.
Sürekli aşağılanma, ihmal edilme veya haksız eleştirilere maruz kalan
bir çalışan, bu baskıya dayanamayarak ya ayrılma ya da birikmiş öfkesini
kontrol edemeyerek şiddet ortaya çıkabilir.
- İnsanlıktan Çıkarma
(Dehumanizasyon): Taylorist sistemin insanın bir makinenin parçası
gibi görmesi, kişilerin kimliklerini ve duygusal ihtiyaçlarını göz ardı
eder. Bu durum, kişinin kendisinin değersiz ve önemsiz hissetmesine yol
açar.
- Öfke ve Tükenmişlik: Monoton işler, özerklik
eksikliği ve sürekli performans baskısı, insanlarda kronik bir öfke ve
tükenmişlik yaratır. Bu duygular biriktiğinde, en küçük bir tetikleyici
bile kontrol edilemeyen bir şiddet patlamasına yol açabilir.
Arkadaşlarına veya iş yerine yönelik fiziksel şiddet
eylemleri, bu kişilerin karşılaştığı trajik sonuçlarından biri olabilir.
Felaketler ve Kazalar
Hiyerarşik
Taylorist yapılar, felaketlere yol açan kültür ve karar alma
üzerinde belirgin yayılma özelliğine sahiptir. Bu etkiler genellikle gizli
kalır, ancak büyük kazaların ve felaketlerin ardındaki temeli ortaya çıkarabilecek
bir durumu oluşturabilir.
- İletişim Engelleri: Katı hiyerarşik yapılar, alt
kademedeki çalışanların üst yöneticilerine geri bildirim vermesini veya
potansiyel risklerin bildirilmesini engeller. Çalışanlar, yöneticilerinin
kararlarını sorgulamaktan veya sistemdeki hataları dile getirmekten
korkarlar. Bu durum, önemli güvenlik sorunlarının veya tehlikelerinin göz
ardı edilmesine neden olur, sonuçta felaketler ortaya çıkabilir.
- Kısa Vadeli Karlılığa
Odaklanma:
Taylorist felsefenin esasına göre, verimlilik ve kısa vadede karlılık
artışı vardır. Bu odaklanma, uzun vadeli güvenlik yatırımlarının veya risk
yönetiminin geri plana atılmasına neden olabilir. Örneğin, bir fabrika
yönetimi, üretim kotasını sağlamak için güvenlik prosedürlerini esnetebilir
veya ekipman bakımını erteleyebilir.
- Sorumluluktan Kaçınma: İş parçalarının aşırı derecede bölümlendirilmesi, bir hatanın, sorunun kimde olduğu belirsizliği ortaya çıkar.
Herkesin yalnızca kendi küçük görevinden sorumlu olduğu için, büyük
resimde bir güvenlik açıkları arasındaki farklar bile kimsenin harekete
geçmesine izin verilmeyebilir. Bu durum, "Benim görevim değil" algısını yaygınlaştırarak, kötü-hatalı durumların göz ardı edilmesinin nedeni olur.
- Örgütsel Kültür: Deming'in belirttiği gibi, bu yapılar bir korku kültürü yaratır. Bu kültürde hata yapmak
bir ceza nedenidir, bu nedenle çalışanların hatalarını saklamaları
sağlanır. Bu durum, kaza veya felaket öncesinde sistemdeki zayıflıkların
veya risklerin ortaya çıkmasının engellenmesi, sorunun büyümesine ve
trajik sonuçların doğmasına neden olur.
Sonuç
Hiyerarşik
Taylorist yapılar doğrudan cinayet, şiddet veya felaketlere neden olmasa da, bu
olayın ortaya çıkması için kritik bir zemin hazırlar. Bireyde yaratılan
stres, yabancılaşma ve öfke şiddete, kurumsal kültürde yaratılan iletişim
engelleri ve kısa vadeli odaklanma durumunda büyük felaketlere yol açılabilir.
Bu nedenle, modern yönetim anlayışı, sadece verimliliğe onların yerine,
çalışanların refahını, psikolojik özgürlükleri ve kurum içi şeffaflığı esas
alan sistemleri benimsemeye çalışmaktadır.
The New Economics kitabının önsözünde bu kitap mobinge uğrayanlar içindir, yazıyor.
- "Bu kitap yönetiminin egemen olma – hükmetme zorbalığı – zulmü altında yaşayanlar içindir." - MOBİNG
- Gerçekte, kuruluşlar içinde çalışanların etkileşimleri-iletişimleri yoluyla oluşturulmuş modern hapishanedir.
Mobbing nedir, nasıl oluşur?
İşe yerinde yapılan sistematik baskıya mobbing denir. Mobbing, bir veya birden fazla kişi, başka bir kişiye karşı kasıtlı ve tekrarlayan bir şekilde uygulanan psikolojik taciz, dışlama ve yıldırmadır.
Mobbingin temel özellikleri şunlardır:
Sistematik ve Tekrarlayıcı Olması: Tek bir olumsuz olay mobbing sayılmaz. Davranışların belirli bir süre boyunca, düzenli olarak tekrarlanması gerekir.
Kasıtlı Olması: Amaç, mağduru korumak, işten soğutmak, yerine koymak veya iş ilişkisini sonlandırmaya zorlamaktır.
Psikolojik Zarar Vermesi: Mağdurun ruhsal ve fiziksel olumsuz etkileri, stres, kaygı, enfeksiyonlar gibi durumlarda yol açılabilir.
Güç eşitsizliği: uygulamaları uygulayan ile maruz kalan arasında bir güç eşitsizliği bulunur (amir-ast ilişkisi, grup baskı vb.).
Mobbing Türleri
Mobbingin farklı unsurları ortaya çıkabilir:
Dikey Mobbing (Yukarıdan Aşağıya): Üst konumdaki bir amirin, astlarına uygulanan mobbing türüdür. Sıklıkla rastlanan mobbing türüdür.
Yatay Mobbing (Eşitler Arası): Aynı çalışan çalışan iş arkadaşları arasında yaşanan mobbingdir. Kıskançlık, rekabet gibi şekillendirilebilir kaynaklanabilir.
Dikey Mobbing (Aşağıdan Yukarıya): Astların, kadınlarına karşı uygulanan mobbing türüdür. Daha nadir görülür.
Mobbing Örnekleri
İş yerinde mobbing işaretlerinin sürdürülebilmesi bazı davranışlar şunlardır:
Sürekli ve haksız eleştiri, işin sürekli aşağılanması
Dedikodu yayma, iftira atma, itibarı zedelemeye çalışma
İletişimin kesilmesi, kişiyi sosyal olarak dışlama, yok sayma
Yetenek ve başarıya uygun olmayan veya aşırı iş yükü verme
İşe gidiş geliş saatleri, molalar gibi son derece aşırı denetim
Kişisel bilgilerle alay etme, küçümseme
Sözlü veya yazılı tehditler
Cinsel imalar veya taciz (bu durum ayrıca cinsel taciz suçu teşkil edebilir)
Yanlış veya eksik bilgi verme, işleri zorlaştırma yoluyla
İş yerinde bu tür bir baskıya maruz kalma durumunuzu, hukuki ve psikolojik destek aralıkları önemlidir.
Mobbing, bir veya birden fazla kişi, bir çalışanın kendisine karşı sistematik
ve sürekli olarak uyguladığı psikolojik taciz, baskı gibi davranışların genel adıdır. Bu davranışlar, mobinge uğrayan kişinin işini etkisini kötülemeyi, onu
sosyal olarak yalnızlaştırmayı ve en nihayetinde ayrılmaya zorlamayı
genelleştirir. Bu durum, günlük hayattan ve çatışmalardan farklı olarak,
belirli bir amaca yönelik, kötü niyetli ve tekrarlanan bir harekettir.
Mobbing, genellikle güç dengesizliğine dayanır. Bu durumda, bir üst
yöneticinin astına karşı (dikey mobbing) veya aynı seviyedeki iş arkadaşlarının
bir araya gelerek bir kişiye karşı (yatay mobbing) uyguladığı tacizler şeklinde
ortaya çıkabilir.
Nasıl Oluşur?
Mobbing süreci genellikle birkaç aşamada oluşur ve şiddeti artar:
1. Çatışma
ve Anlaşmazlıklar: Her iş ortamında olabilecek özellik ayrılıkları ve
yoğunluklar bu sürecin ilk adımı olabilir. Bu aşamada henüz mobbinge
dönüşmemiştir, ancak çözüm bulunmazsa zemin hazırlayabilir.
2. Hedef
Seçme ve Saldırı Başlangıcı: Bu sırada çatışmanın kişiselleşmesiyle
birlikte, bir kişinin hedef haline getirilmesi. Hedefin zayıf yönleri
araştırılır, hatalar abartılır ve sürekli eleştirilir. Bu süreçte dedikoduların
yayınlanması, alaycı ve aşağılayıcı açıklamalar yapılır.
3. Yoğunlaşan
Baskı ve Dışlama: Mobbing artık daha belirgin ve sistematik hale gelir.
Hedefin engellenmesi için saklanması, kalitesiz ve gereksiz cihazların
verilmesi gibi işlemler kullanılır. Mağdurun diğer işlerle iletişimiyle
engellenir ve sosyal etkinlikler dışında bırakılarak yalnızlaştırılır.
4. Kurumun
Duruma Dahil Olması: Bu aşamada mobbing, sadece uygulanan ve zararın
arasında kaldığı, yönetimin sürece de dahil olduğu görülür. Yönetim ya bu
durumda göz yumar ya da mobbing uygulamasında yer alarak baskıyı
arttırır. Bu durum, mağdurun kendini kaybetmesi ve çaresizlik hissetmesine
yol açar.
5. Mobbingin
Sonuçlanması: Uzun süren bu süreç, genellikle mağduriyetin ciddi psikolojik
ve fiziksel rahatsızlıklar yaşamasına, iş sonuçlarının düşmesine ve sonuçta
işten ayrılmaya veya ortadan kaldırılmasına neden olur.
Mobbinge yol açan nedenler şunlardır:
· Bireysel Nedenler: Mobbing uygulayan
kişinin narsistik, empati yoksunu veya kontrolcü bir karaktere sahip olması.
· Örgütsel Nedenler: Şirket kültürünün
rekabeti aşırı teşvik etmesi, tavsiyelerin liderlikten yoksun olması, iş tanımı
ve görevlerinin belirsiz olması gibi etmenler mobbinge uygun bir ortam
yaratabilir.
Mobbing sadece bireysel olarak değil, aynı zamanda kurum için de ciddi sonuçlar
doğurur; çalışan devir patlaması, iş veriminin azalması ve şirket içi uyumun
bozulması gibi olumsuz etkiler ortaya çıkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder