Dr.Toyoda’nın genel müdürü gibi stotükoma,
masamın arkasına sığınmadan, açık ofiste bütün departman masalarının
karşısında, aynı mekanda, çalışanlarınki gibi aynı ebattaki masada otursaydım;
İlgili yönetim yaklaşımım da olsaydı;
Sorun çıktığında masamın önüne sorun
çıkaranı çağırmak yerine, sorunun sahibi olarak, sorunun olduğu yere, prkam ile
gembaya koşsaydım;
Çalışanlarım da defansif oynamak yerine,
libero oynar, bol gol atarlardı. Belki, liderliğim de dünyada %70 çarşı payına sahip VISA patronunun liderliğine, çarşı payım da VISAnınkine benzerdi.
Bencil Taylorize endmüh eğitimleri mi
verilmiş, acaba, işe aldığım gençlere? Ha keza, işletme, iktisat falan da mı
öyleymiş?
En büyük israf “hatalı” istatistiksel
bilginin değerlendirilmemesiymiş!
Hiç inanasım yok, bu safsatalara! Neticede
çuvallarım çil çil altınlarla dolup, taşarmış!
İşletmeler, kurumlar bu işi uygulasaymış, kocaman
cari fazla da elde edilirmiş, ülkede!
Bu durumda, Karpatların cari açığı hep açık
mı kalacak, yani?
Mışmışları yapsaydık, ülkemiz belki VISA
gibi çarşıda %70 paya sahip olurdu, pek açık cari açık nedir bilmezdik. Kapatmak
için de zarar ettiren çabalarla zamanı, mangırları israf etmezdik.
Neyse ki, köhnemiş düşüncelerini kafandan
at, yenileri dolmaya başlar, diyen gurum Tsuda Chen’e uydum. Yepyeni fikirlerle
kafam dolmaya başladı.
Birkaç kere okuduktan sonra anlaşılabilen
derin anlamları aktarmak için ağdalı dille yazılmış kitapları olan, uçak
şirketlerine danışmanlık yapan VISAnın patronu, liderliği benim gibilere
anlatmak için yazdığı makaleyi anlamaya da ennihayet başladım.
Dr.Toyoda’nın genel müdürleri, lider olup,
arkasına bütün çalışanları almışlar. Bazı Çin, Japon, Tayland ve Hint
şirketlerinde de durum böyleymiş. Çin kamusu bile bu durumdaymış!
VISA patronunun yazısı onlar için mi,
acaba?
Benlik, üstünlük taslama, kıskançlık, para
tutkusu, öfke, kin, aç gözlülük, hırs, bencillik, dinlememe, eleştirilmeme
vesaire huylarını ben mi edim de, makalesinde yazmış?
Hatalardan, kusurlardan, sorunlardan
öğrenip, onların üzerinde yükselme yerine; çalışanlarım onları gizlemiş mi?
Traktör fabrikasına gitmesi gereken ürünlerimi
toprağın altına neden gömmüşler? Kalın kafalarının içine gömdükleri innovasyon
fikirleri gibi!
Acaba, çalışanlarımı bazı işlerde lider
edinseydim, onların çalışanı gibi davransaydım, çarşı payım gelişir miydi?
Asıl problem innovasyon, kaizen oluşturan
düşüncelerin kafama nasıl geleceği değilmiş de, yargılarımın, kanaatlerimin
dışarı atılmasıymış, ha!
VISA patronunun sözleri “köhnemiş
düşüncelerini kafandan at, yenileri dolmaya başlar” diyen guruminkiyle aynıymış
be, bre morim!
Acaba onun da mı gurusu, Tsuda? Yoksa,
Tsuda ondan mı öğrendi, bu zırvaları?
Kesin kültürle ilgisi var, bu işlerin! Yeni
gelen işçiler, mühendisler eskilerini mumla aratır cinsten! Aralarında
işbirliğini nasıl oluşturabilirim ki? Düz yolda şaştım, kaldım.
Güvenim de kalmadı, çalışanlarıma!
Hani, nerelerde stratejik plana, tabelaya
yazdıkları güven, işbirliği?
Destekli full otomatik makinelere yatırım
mı yapsam, acaba?
Devasa masamın önüne çekip, yargılarım
sorun, hata çıkaranı tabii ki, bu en doğal Hakkı’m!
İşlerimde hata mı var ki, işler böyle değil
de, öyle daha iyi olur diye aklına geleni söylüyorsun, yarım akıllı? Bak get
oğlum, işler acil! Sen akay bolmazsın.
Dr.Toyoda’nın rehberinin yönetim tarzı geçen
yüzyılı ekonomik olarak derinden etkilemiş! 2100de sona erecek bu yüzyılı da derinden
etkileyecekmiş!
Eee, 2100den sonra ne olacak, peki?
İskender ile yaptığı savaşta her şeyini kaybeden Darius
IIIün uyguladığı Taylorize hiyerarşik yönetim tarzı geçerli olacak, tabii!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder