Sanayi Kongresinde yatay sistemlerin izleri

İstanbul Sanayi Odası tarafından organize edilen 11.Sanayi Kongresinin bir oturumunda, güzide bir şirketimizin Yönetim Kurulu Başkanı Çin’deki yatırımlarını nasıl gerçekleştirdiklerini anlatırken,

- 2 saat içinde belgelerin önlerine gelip giderken şirketlerinin kurulduğunu,

- Mevzuattaki boşlukların şirket lehine işletildiğini,

- Şiketlerinin bulunduğu ilin vali yardımcısının İstanbul’da kendilerini ziyaret ederken, Çinli yetkiliye övgüler yağdırıldığında, durdurulduklarını, karşılaştıkları sorunlardan bahsetmeleri istendiğini,

- buradakilerin durumlarının ise malum olduğunu, mevzuatın ikide bir değiştiğini belirtti.

Serzeniş içeren bu son sözler, Anadolu’daki kamunun transformasyona uğraması ile ilgili sözlerin altını çiziyor.

Müşteri, çarşı odaklı Çinli liderin Dr.Toyoda’nın rehberinin yaklaşımını benimsediği fark edilemeyecek gibi değil! 35 yıllık çabanın, prkda çıraklığın, belki de ustalığın elde edilmesinin yansımaları!

DEİK Kafkaslar sorumlusu Ukrayna 7.kmde Çinlilere ait konteynerlerin şimdilerde boy gösterdiğini, Türklerin ürün pazar liderliğini Çinlilere kaptırdıklarını; Irak’ta durumun Türk sanayicilerinin lehine olduğunu, fakat ileride Çinlilerin Irak pazarına hakim olacaklarından korktuğunu belirtti.

İstanbul’u temsil eden sanayicilerin konuşmaları, elde edilen genel sonuçlar yatay sistemlerin farkına varılamadığını gösteriyor.

Davetli yabancı konuşmacı ile diyaloğumuzda, ne oldu da Çinliler başarıyı yakaladılar diye, sorduğumda; Çinlilerin komünistlikten kapitalistliğe geçtiğini belirtti. Uykudan nasıl uyandılar diyerek üsteleyip, Deming ve Japon çırağından bahsettiğimde; açıkça bilmiyorum, dedi.

Yunanistan, İtalya, İspanya malum! Kapitalist olmak pazara hakim olmaya, cari dengenin artıya geçmesine, falana yetmiyor.

Irak’ta durumun sakinleşmesinin ardından pazarın kaptırılacağı korkusu yerinde!

Bor’da, Isparta’da kurulacak Çin fabrikaları, Çinlilerin kazandıkları ihaleler, Anadolu’da da Türk patronları zor günlerin beklediğinin habercisi!

İstanbul Sanayi Odası yetkilisinin açılış konuşmasında kullandığı sunudaki ekonomik büyüklük sıralaması ile ilgili tabloda Çin’in, Hindistan’ın yıllar içinde sürekli yükselişi, Anadolu’nun yükselişin ardından geriye gitmesi bu durumu teyit ediyor.

Aynı konuşmadaki, özele kamunun ayak uydurma isteği yerinde gibi!

Hiç farkında olunmayan yatay sistemlere kamunun geçişi, transformasyona tabi tutulması elzem!

Özelin değişimi de elzem, ama! Bu durumun bilinmediği de, aşikar!

Şirketlerin şeffaf olamamasının nedenleri üzerinde durulması da yine elzem!

Üniversitede rektör yardımcısı olduğunu belirten profesöre, samimi diyaloğumuzun ortalarına doğru, performansa göre ücretle ilgili ne düşündüğünü sorduğumda, bir şekilde bu motivasyon tekniğinin arkasında durduğunu belirtirken, bir sürü şey içinden neden bu tekniği ön plana çıkardın, diye de hafiften çıkıştı.

Hiyerarşik yönetimi tamamlayandır, turnusol kağıdıdır,… daha da ileri geçemiyorum, diyemedim, tabii! Konuşmanın başında da üniversiteleri eleştirip, yazıyorum, Hocam, haberiniz olsun, dediğimi de belirteyim.

Hocanın Deming’in çalışmalarından haberdar olduğunu cümle aralarında belirtmesi diyaloğu da yönlendirdi.

ISOyu uygulayan ünlü bir şirketin ISOnun işlerini kastığını, aksattığını aktardığında, Dr.Toyoda’nın rehberinin İngiliz icadı ISOyu yarım akıllı olarak nitelendirdiğini belirttim.

Güzide bir şirkette genel müdürlük yaptığını da belirten Hocaya en son Deming’in Yeni Ekonomi kitabının önsözünü okumuşsunuzdur. Yatay yapıyı kurabildiniz mi diye sorduğumda, diyalog da sonlanmıştı.

“Dr.Deming’in öğrettikleri yönetimimizin özünü, bel kemiğini oluşturur.

Japonya’nın savaş sonrası gelişiminde elzem rol oynamıştır.

Çığır açan ziyaretlerinin ardından, akademik camia ve endüstriyel liderler ciddiyetle Dr.Deming’in öğrettiklerini çalışmaya, uygulamaya 50lerde başladı.” – Dr.Toyoda, 2010

87 yaşındaki bilge patronun sözlerini can kulağı ile dinleyip, uygularsak, bilinen olumlu gelişmelerle birlikte, dünyanın parlayan güneşi Anadolu olur.

Bu güneşin ışığına Karpatların, Balkanların, Kafkasların, Ortadoğunun, Kuzey Afrika’nın ihtiyacı var.