Üretimle,
işletmelerle ilgili üniversite bölümlerinin odağına rekabet konmuş.
Hiyerarşik
sistemlere, varyasyona aldırmıyorlarmış.
Aaa, Tsuda Chen’den
mektup geldi, sormuştum fikrini;
“Hakkı Bey,
Merhabalar, Her gün arabanın içine girdiğin gibi, Taylor’un kurduğu sistemin
içine de giriyorsun. Yönetici olarak da bilemeden, gizli olarak çalışanlara; senin
beynin yok; makinenin parçasısın; sakın akıl vermeye kalkma; benim aklım her
işe yeter, diye fark etmeden sürekli mırıldanıp duruyorsun. Onlar da bi şekilde
duyuyor.
Arabanın gittiği
gibi bu sistem de sen fark etmeden gidiveriyor. Sistemi tam istediği amaçlara
göre kurmuş, Taylor!
·
Rekabete yol açan yönetim tekniklerinin kullanımı,
·
Sorun söyleyenin kusurlu olması,
·
Bencillik, rekabet sonucu, çalışanlar arası, yönetimdekiler de
dahil, çekişmenin oluşması,
·
Açık ya da silik çıkar gruplarının oluşması,
· Yöneticilerin
sorun yok, mükemmeliz anlayışında olmaları ve benzerleri
çalışanları sorun
söyleyemez, hataları gizler hale getirir.
Özünde hata, sorun
olan önerilerin, kaizenin, innovasyonun önü de tıkanır.
Sorun yoksa gelişme
de olmaz, tabii ki!
Katmandu’da
100 metrede bir kasis var; kaza olmadığı için de problem yok! Prof.Seiichi Fujita
Sonuçta, kendi
ellerinle işletmenin ayaklarına pranga takmış olursun!
Suzanna endmühteki eğitimim
yetersiz kaldığından, Almanya’da çalışanı makine parçası yerine koyan kafadaki
kurumda uzun uzun ihtisas yaptım, bu işin öğretmeniyim diye söylemişti.
Oralarda bazı
endmühleri de istatistiksel tekniklerden oluşan pahalı 5 varyans eğitimi
alıyorlarmış, uzun uzun! Stok kontrol, mesela, ileri seviyede istatistik,
matematik gerektirir.
Taylorize endmüh
eğitimlerinin Deming yönetim anlayışına uygun olmadığını anlamışsındır, bu
örneklerden!
Üniversitedekilere
tavsiyem: ünvanlardan, stotükodan vaz geçip, masaların arkasından kalkın! Kalkın
da yatay sistemi öğrenin! Prkda çırak olun, knowledge sahibi olun, uygulayın. Sonra
da öğretin, birlikte uygulayın!
İstatistik lafı çok
geçiyor.
Sakın oralardaki
istatistikçilerin bu işlere aşina olduğunu zannetme!
Ya Deming’in
teorilerinden, felsefesinden bi haberdirler ya da Deming’den nefret ederler.
Dr.Deming
istatistiksel tekniklerden bir kısmının hatalı olduğunu söylüyor.
Bir de masaların
arkasından kalkın diyor.
O zaman kesinlikle
anlarlar hangi metodun doğru olduğunu, hangisinin yanlış olduğunu!
Patronların,
memleketin çuvalları çil çil altınlarla dolar, taşar, neticede!
Endmühün babası Taylor
rekabeti iyi zannetmiş; eğitimin odağına yerleştirmiş.
Sadece o olsa iyi,
ekonomi, işletme eğitimlerinin odağında da rekabet var.
Eğitimlerin
odağında olan, optimal de olmayan rekabete gözün yumuk uyarsan, hiyerarşik
yapılara da girip çıkarsan; en güçlü, iyi çabalarla işlerini yürütsen bile,
üstüne üstlük 365 gün gözün fal taşı gibi açık olsa da hiç fark etmez!
En nihayetinde kaybedersiniz
diyorum, kaybedersiniz!
Ülkenin cari açık
vermesi olağan! Dramatik vakaların, davranış bozulmalarının, kurumsal yapılarda
bozulmaların artan bir hızda seyir izlemesi de olağan!
Deming’in kitabındaki
şekilde görmüşsün bu durumu! Bir de hayret etmişsin!
Ben de senin hayret
etmene çok hayret ettim, doğrusu! Günaydın, Tsuda”
Bisiklet üreticisi
de olan, sarı mayolu Matsushita San 1988 yılındaki konuşmasını şöyle tamamlamış;
“Biz Taylor
dönemini geçtik. İşlerin son derece karmaşık olduğunun farkındayız. Riskle,
beklenmeyenle ve rekabetle dolu ortamlarda firmanın hayatta kalması çok zordur.
Bunun için, bir şirket hayatta kalmak için bütün çalışanlarının aklına ihtiyaç
duyar, bu ortamın hazırlanması liderlerin, patronların sorumluluğundadır. Bizim
için, iyi yönetim tarzı firmanın servislerinde, bütün iş gücünün entellektüel
kapasitesini-zekasını en iyi şekilde kullanmaktır; sınıfsal, kastsal, fonksiyonel
bariyerler olmaksızın.
Teknolojik ve
ekonomik olarak birbirimizi karşılaştırdığımızda, sizden çok daha iyi durumda
olduğumuz ölçülerle ortadadır. Birkaç teknokratın, hatta çok akıllılarının
zekası firmanın, kurumların hayatta kalmasını sağlamak için yeterli değildir. Bulunulan
çevrede, inişlerin-çıkışların olduğu ortamlarda, sadece bütün çalışanların
zihinleri ile işletme yaşamaya, gelişmeye devam eder. Evet, biz kazanacağız,
siz kaybedeceksiniz. Eskimiş Taylorizmi tam anlamı ile kafalarınızdan temizlemeye
muktedir olamayacaksınız.“
93 yaşında bu konuşmayı
yapan patronun sözlerini can kulağı ile dinleyip,
uygularsak, dünya sanayinin Eyfel’i Karpatlar olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder