25 Ağustos 2020 Salı

İşletmenin ayağına pranga takmış olursun!-2



Üretimle, işletmelerle ilgili üniversite bölümlerinin odağına rekabet konmuş.
Hiyerarşik sistemlere, varyasyona aldırmıyorlarmış.
Aaa, Tsuda Chen’den mektup geldi, sormuştum fikrini;
“Hakkı Bey, Merhabalar, Her gün arabanın içine girdiğin gibi, Taylor’un kurduğu sistemin içine de giriyorsun. Yönetici olarak da bilemeden, gizli olarak çalışanlara; senin beynin yok; makinenin parçasısın; sakın akıl vermeye kalkma; benim aklım her işe yeter, diye fark etmeden sürekli mırıldanıp duruyorsun. Onlar da bi şekilde duyuyor.
Arabanın gittiği gibi bu sistem de sen fark etmeden gidiveriyor. Sistemi tam istediği amaçlara göre kurmuş, Taylor!
·      Rekabete yol açan yönetim tekniklerinin kullanımı,
·      Sorun söyleyenin kusurlu olması,
·      Bencillik, rekabet sonucu, çalışanlar arası, yönetimdekiler de dahil, çekişmenin oluşması,
·      Açık ya da silik çıkar gruplarının oluşması,
·      Yöneticilerin sorun yok, mükemmeliz anlayışında olmaları ve benzerleri
çalışanları sorun söyleyemez, hataları gizler hale getirir.
Özünde hata, sorun olan önerilerin, kaizenin, innovasyonun önü de tıkanır.
Sorun yoksa gelişme de olmaz, tabii ki!
Katmandu’da 100 metrede bir kasis var; kaza olmadığı için de problem yok! Prof.Seiichi Fujita
Sonuçta, kendi ellerinle işletmenin ayaklarına pranga takmış olursun!
Suzanna endmühteki eğitimim yetersiz kaldığından, Almanya’da çalışanı makine parçası yerine koyan kafadaki kurumda uzun uzun ihtisas yaptım, bu işin öğretmeniyim diye söylemişti.
Oralarda bazı endmühleri de istatistiksel tekniklerden oluşan pahalı 5 varyans eğitimi alıyorlarmış, uzun uzun! Stok kontrol, mesela, ileri seviyede istatistik, matematik gerektirir.
Taylorize endmüh eğitimlerinin Deming yönetim anlayışına uygun olmadığını anlamışsındır, bu örneklerden!
Üniversitedekilere tavsiyem: ünvanlardan, stotükodan vaz geçip, masaların arkasından kalkın! Kalkın da yatay sistemi öğrenin! Prkda çırak olun, knowledge sahibi olun, uygulayın. Sonra da öğretin, birlikte uygulayın!
İstatistik lafı çok geçiyor.
Sakın oralardaki istatistikçilerin bu işlere aşina olduğunu zannetme!
Ya Deming’in teorilerinden, felsefesinden bi haberdirler ya da Deming’den nefret ederler.
Dr.Deming istatistiksel tekniklerden bir kısmının hatalı olduğunu söylüyor.
Bir de masaların arkasından kalkın diyor.
O zaman kesinlikle anlarlar hangi metodun doğru olduğunu, hangisinin yanlış olduğunu!
Patronların, memleketin çuvalları çil çil altınlarla dolar, taşar, neticede!
Endmühün babası Taylor rekabeti iyi zannetmiş; eğitimin odağına yerleştirmiş.
Sadece o olsa iyi, ekonomi, işletme eğitimlerinin odağında da rekabet var.
Eğitimlerin odağında olan, optimal de olmayan rekabete gözün yumuk uyarsan, hiyerarşik yapılara da girip çıkarsan; en güçlü, iyi çabalarla işlerini yürütsen bile, üstüne üstlük 365 gün gözün fal taşı gibi açık olsa da hiç fark etmez!
En nihayetinde kaybedersiniz diyorum, kaybedersiniz!
Ülkenin cari açık vermesi olağan! Dramatik vakaların, davranış bozulmalarının, kurumsal yapılarda bozulmaların artan bir hızda seyir izlemesi de olağan!  
Deming’in kitabındaki şekilde görmüşsün bu durumu! Bir de hayret etmişsin!
Ben de senin hayret etmene çok hayret ettim, doğrusu! Günaydın, Tsuda”
Bisiklet üreticisi de olan, sarı mayolu Matsushita San 1988 yılındaki konuşmasını şöyle tamamlamış;
“Biz Taylor dönemini geçtik. İşlerin son derece karmaşık olduğunun farkındayız. Riskle, beklenmeyenle ve rekabetle dolu ortamlarda firmanın hayatta kalması çok zordur. Bunun için, bir şirket hayatta kalmak için bütün çalışanlarının aklına ihtiyaç duyar, bu ortamın hazırlanması liderlerin, patronların sorumluluğundadır. Bizim için, iyi yönetim tarzı firmanın servislerinde, bütün iş gücünün entellektüel kapasitesini-zekasını en iyi şekilde kullanmaktır; sınıfsal, kastsal, fonksiyonel bariyerler olmaksızın. 
Teknolojik ve ekonomik olarak birbirimizi karşılaştırdığımızda, sizden çok daha iyi durumda olduğumuz ölçülerle ortadadır. Birkaç teknokratın, hatta çok akıllılarının zekası firmanın, kurumların hayatta kalmasını sağlamak için yeterli değildir. Bulunulan çevrede, inişlerin-çıkışların olduğu ortamlarda, sadece bütün çalışanların zihinleri ile işletme yaşamaya, gelişmeye devam eder. Evet, biz kazanacağız, siz kaybedeceksiniz. Eskimiş Taylorizmi tam anlamı ile kafalarınızdan temizlemeye muktedir olamayacaksınız.“
93 yaşında bu konuşmayı yapan patronun sözlerini can kulağı ile dinleyip, uygularsak, dünya sanayinin Eyfel’i Karpatlar olur.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

     Anı: Kaç yıldır işletmenin sahibisiniz? 20 yıldır. 20 yıl önceki çalışanlarınıza 10 verin, şimdikilere kaç verirsiniz? 1 bile vermem....