25 Ağustos 2020 Salı

İşletmenin ayağına pranga takmış olursun!-1



Dr.Toyoda’nın rehberinin “kalite yönetimi konusunda batı dünyasından bulgular” başlıklı yazısı önümde!
İlk sayfada dış ticaret açığı veren bir ülkenin grafiği var.
Yazının odağı dış ticaret dengesinin artıya döndürülmesi gibi duruyor.
İlk cümlelere sorularla başlıyor;
Biz neredeyiz? İşimizi nasıl yapıyoruz? Dış ticaret dengesine göre ülkede işler iyi yapılıyor mu? İlerde daha iyi durumda olacağız sözlerinin ardındaki kanıt nedir?
Köstence’nin en iyi yerinde bir mağaza açsam; bir ay, iki ay, ... bir yıl, on yıl zarar etsem; İşi bilmediğimi ya da hata yaptığımı anlarım. Çok önceden de icabına bakarım!
Fakat bu memleket olunca, temelde büyük hataların var olduğunu ya da işin bilinmediğini ilk anda düşünüveririm.
Bakalım yazıda, ülkede neler eksik, hatalı yapılıyor görebilecek miyim?
Dikkatimi çeken şu cümle çok doğru! “Daha da kötüsü, insanlarımızı mahvediyoruz. Bizim birbirimize, insanlarımıza ihtiyacımız her zaman olacak!”
Aşağıda sunulan menüdekilerin hepsi yetersiz; hatta bazıları olumsuz sonuçlara sahiptir, dediği menüde, ki bu menü ilginçliklerle dolu;
“İş standartları, kotalar, zaman standartları; üretim veya servis sektöründe olsun üretim maliyetlerini ikiye katlar. Sayılar üzerinde durulması, çalışanların haysiyetleri ile oynanmasına neden olur. Gelişmeye bariyer teşkil eder.” cümleleri gözüme çarpıyor.
Tedarikçim, dostum Dimitri’nin işletmelerinde, benim işletmelerimde uygulamıştı, Suzanna bu işleri!
Endüstri mühendisliğinde öğretemediler, Almanya’da özel kurumda fi tarihinde ihtisas yapıp, bu işi öğrendim, diyordu.  
İyileşmeler olmuştu. Nasıl üretim maliyetlerini ikiye katlar, hiç inanmıyorum!
Hep FW Taylor deyip dururdu, endüstri mühendisliğinin babası diye!
Taylor’u bilerek ya da bilmeden benimseyenlere Taylorist deniyormuş.
Taylorizm ise şundan çok daha fazlasına benziyormuş;
“Köhnemiş kafamla fabrikamda, birkaç sekreterli odaya açılan kapılı salon salomanjede genel müdür olarak tahta kurulmuşum!
Sorun çıktığında masamın önüne sorun çıkaranı, kafasına gelen fikirleri orada burada söyleyeni çağırtıp, anasından emdiği sütü burnundan getirmekle vazifeliyim.
Belki de kafasındaki fikri benimmiş gibi kullanırım! Çalışanlara hiç güvenim yok!
Benim, müdürlerimin stotükoları, prestijleri önemli! Asla vaz geçmeyiz.”
Babasını 9 yaşında kaybettiğinde, tek başına trene bindirilip, annesinin tanımadığı yolculara emanet ettiği; ailesinin geçimine büyük şehirde çalışarak yardımcı olan merhum Konosuke Matsushita da, bu gerçekleri fark etmiş olmalı!
Acaba onun da rehberi var mıydı? Kanaatimce vardı; ve de Dr.Toyoda’nın rehberi ile aynıdır. Nesine istersen, bahse girerim!
Panasonic firmasının sahibi Matsushita, bir grup Amerikalı iş adamına hitaben yaptığı konuşmanın ilk kısmında;
1.      Sürekli dış ticaret açığı, cari açık elde eden Amerikalıların kaybetmesinin nedeni olarak Taylor’un prensiplerine uymalarını göstermesi,
2.      İçlerindeki onulmaz hastalığın, kafalarının Taylorize olması,
3.      Yöneticilerin bir tarafta, çalışanların diğer başka tarafta olması, vay canına iki cephe açılmış, hem de işyerlerinde,
4.      Bir taraftakiler düşünürken, diğer taraftakilerin sadece çalışması,
5.      Onlar için yönetimin anlamı üst düzey yönetim fikirlerini işçilerin ellerine, bedenine tam anlamı ile transfer edilmesi sanatı olması
saptamaları özellikleri zaten dikkatimi celb etmişti!
İyi ama Japonya’da da endüstri mühendisliği bölümleri var. Bu ne demek oluyor, şimdi?
Gizledikleri, basit bir şey mi var, yoksa?
Matsushita San konuşmasının devamında
“Evet, biz kazanacağız, siz kaybedeceksiniz. Eskimiş Taylorizmi tam anlamı ile kafalarınızdan temizlemeye muktedir olamayacaksınız.“ demiş.
Kaybetmeyi, bozulmayı Taylorizme bağladığı açık!
Hiyerarşik yapıların ortaya çıkmasını da sağlayan Taylormuş!
Sonradan kendisi de bin pişman olmuş, ama neye yarar?
Bi kere taşı kuyuya atmış! 40 değil, 22 milyon taşı zor çıkartır, kuyunun dibinden!
Atılan taşın kuyunun dibine düşmesi gibi, kurduğu hiyerarşik sistem de hiç şaşmadan Matsushita Sanın saptamalarını, Taylor’un prensiplerini bir bir yerine getirmiş.
Memleketin her tarafını hiyerarşik sistemler sarıp sarmalayınca da; cari açığın, bozulmaların, falanın oluşmasına neden olan, onulmaz hastalık da peydahlanıp, canavarlaşmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

     Anı: Kaç yıldır işletmenin sahibisiniz? 20 yıldır. 20 yıl önceki çalışanlarınıza 10 verin, şimdikilere kaç verirsiniz? 1 bile vermem....