AB Ufuk 2020 ile ilgili Avrupa Komisyonunun
hazırladığı raporda
· Düşük büyüme ve
yetersiz innovasyon problemlerinin olduğu
(halbuki
cari açık, işsizlik, ülke iflasları gibi problemleri de bulunmakta!);
· Bu problemlerin
farkında olunduğundan geliştirilen uzun dönemli bir AB stratejisinde değişim anı
ile yüz yüze kalındığının ifade edildiği;
· Bu problemlerin
aşılması için de verimliliğin yüksek oranlarda arttırılması gerektiği;
· Problemlerin
çözümüne katkı sağlayacak bilim ve innovasyon sistemleri alanlarında ABnin
yetersiz kaldığı;
· Ölüm vadisi üzerine köprü kurmak için zamanında
uygulanan ve hedefi tutturan politikalara ihtiyaç bulunduğu belirtilmekte!
Ölüm
vadisi üzerine körpü kurmak da neden icap etti, ki?
Acaba endmühün ve hiyerarşik sistemlerin
kurucusu, rekabetin iyi olduğunu da zanneden Taylor’un oluşturduğu onulmaz hastalıkları mı var da; mutluluk ovasını
göremediler?
AB değişim anlayışı ile innovasyon
konusunda AB tarafından geliştirilen üç politik opsiyon ile ABnin mükemmel bilimi
elde etmesi, sanayi liderliğini yakalaması, toplumsal sorunları aşması, falanı
elde etmesi mümkün değil!
Dr.Toyoda’nın rehberinin yönetim
yaklaşımı, transformasyon anlayışı ile AB değişim anlayışı örtüşmemekte!
Bu durumda, belirtilen ve belirtilmeyen
problemlerin etkisi daha da artarak devam edeceği gibi; vadinin kenarlarında
bekleşen ülkelerin ölüm vadisine yuvarlanmaları da kaçınılmaz.
Halbuki, Dr.Toyoda’nın rehberinin, Dr.Deming’in
çıraklarının sözlerine kulaklarını tıkamamalıydılar.
Uyanıkken uyunan
uykudan uyanılsın
diye! İşte bir nakarat!
Deming 25 önemli Avrupalı şirket
patronuna 90da Londra’nın göbeğinde yaptığı konuşmasında şunları belirtmiş;
“Japonlar 46dan sonra krizin içine
dalmışlardı; onlar da farkındaydı.
Bu kriz
görülemez!
Biz daha kötü
krizin içindeyiz, haberiniz olsun.
Üzerinde uğraş
vermezsek, kahrolup, mahvolacağız.”
Avro bölgesini iflastan kurtarmaya
çalışan çok yüksek riskli fonun başkanı, Çinlileri fona para yatırmaya ikna etme
toplantısının ardından; eli boş vaziyette, toplantımız verimli ve dostça geçti,
açıklamasında bulundu.
Devlete yakın bir ajans, Dr.Toyoda’nın
rehberinin çırağına uyan Çin’in kazan-kazan tarzında işbirliğini arzu ettiğini
duyurdu.
Fakat ilaveleri vardı!
Beyaz atlı şövalyeyi beklememeleri ve
ödünler, imtiyazlar verme pozisyonu almaları gerektiğini Avrupalılara duyurdu.
Bir diğer yetkili de, “finansal
problemleri ile uğraşmak tabii ki onlara kalmış, biz fazla karışamayız! Ama
ortaya yeni yeni çıkmaya başlayan Afrika ülke ekonomilerine ait seslerin duyulması
batı dünyasının toparlanması için elzem!” demiş.
Hatırlayın! Çin ile çevresi ve Afrika
ülkeleri Batı Avronun eski sömürgeleriydi.
Başka bir Çinli yetkili de,
“rezervlerimizdeki 3 trilyon çil çil $lar Çin halkının alın teridir. İyi bir çözüm bulmak için Avrupa ülkeleri ile
çalışmak isteriz. Fakat biz halkımıza karşı sorumluyuz. Paramızı oraya buraya
savurup muda edemeyiz.” demiş.
Neyse, ölüm vadisinin burnunun önünde
olduğunu AB de sonunda görmüş!
O politikalarla, körpü yapamayacakları
kesin!
Onulmaz hastalıktan nasıl kurtulurlar, o
da muamma!
ABD ile İspanya’dan Pakistan’a kadar
uzanan ölüm vadisinin kenarlarındaki ülkeler gevşeh torpahta, yarpahların
altında, körpünün kurulması için bekleşirken!
Yeni Ekonomiye Kuzey Avro
ülkeleri de uyum sağlamıştır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder